Büyücünün parmağı!

Yayınlama: 03.03.2019
A+
A-

Birleri büyülenmeyi ne kadar da çok seviyor.

Ve büyücüleri.







İnsanlık tarihi boyunca da bu böyle olagelmemiş midir hakeza?







 

Nedir büyücünün görevi? Görüneni bilindiğinden farklı göstermek!

 

Bir nevi sihirbazlık da diyebiliriz buna.

Bir, iki, “ABRAKADABRA” hareketiyle işi oldu bittiye getirmek.

Mesela bir anda tavşanı tazı yapmak gibi bir şey.

Tıpkı geçtiğimiz gün Hollanda’da Peygamberimiz’e (s.a.v) hakaret eden bir öğretmenin okul yönetimi tarafından açığa alınmasıyla birlikte hemen benzeri güruhun harakete geçerek konuyu meclise taşıması gibi.

 

Kur’an-ı Azimüşan’da da anlatılır bu büyücü ve kahinler. En bilineni Hz. Musa’nın ‘ASA’ kıssasıdır malumunuz. O kıssasta da Firavun büyücülerine güvenerek meydan okumamış mıydı Hz. Musa’ya?  Ne olmuştu sonra, Hz Musa’nın asası Ol’ diyen Rab’bimizin izniyle dev bir ejdarha olup büyücülerin yılanlarını yutuvermişti.

 

***

 

Aradan bu kadar yıl ve bir kaç asır geçti, ne o büyücüler, ne de onlara uyanlar son buldu. Bulmaz da zaten. Keza Hak’la Batıl’ın savaşı bu. Ve tatlı geliyor büyücünün parmağı onlara. Haz veriyor. Zevk alıyorlar.

Her ne kadar kendilerini de başkalarını da kandırsalar da; inandıkları şey imkansızı başarmak ya güya.

Tıkı şu hikaye de olduğu gibi.

 

***

 

Kızılderililer sonbaharda yeni seçilen genç büyücüye gidip sorarlar:

 

– Bu kış nasıl geçecek?

Modern dünyanın adetleriyle yetişmiş genç büyücü eskilerin sırlarını bilmediği için kışın nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikre sahip değildir.

Ne olur ne olmaz diye işi sağlama almak ister:

 

“Bu kış sert geçecek!”

Sonra kendisi de merak edip meteorolojiyi arar:

 

– Sizce bu kış nasıl geçecek?

 

Meteorolog “Sert geçecek gibi görünüyor.” der.

 

Bu söz üzerine genç büyücü kabileye haber gönderir:

 

“Kış çok sert geçebilir.”

Kabile tekrar odun toplamaya başlar.

Genç büyücü bir süre sonra meraklanıp meteorolojiyi yine arar:

 

– Bir gelişme var mı, durum nedir?

Yetkili cevap verir:

 

– Valla bu kış daha öncekilere benzemeyecek galiba. Çok sert geçecek.

Genç büyücü kabileyi toplar:

“Daha çok odun toplayın, kış çok sert geliyor!”

Kabile ormana yayılır, harıl harıl odun toplamaya başlar.

Bir süre sonra büyücü meteorolojiyi tekrar arar.

 

– Bir değişiklik var mı?

 

Yetkili “Valla ben böylesini görmedim. Feci bir kış geliyor.” der.

 

Genç büyücü “Hayret!” der, “Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?”

 

Meteorolog, biraz da endişeyle “Kızılderililer.” der, “Harıl harıl odun topluyorlar. Hiç bu kadar toplamamışlardı.”

***

 

Hasıl-ı Kelam: Tabiki bunların da sordukları, akıl danıştıkları her şeyi bildiğini zanneden büyücüleri var.

 

Ancak merak buyurmayın. Onları kış değil ateş bekliyor. Onların oduna da ihtiyacı olmayacak. Varsın bu dünyada etkili olsunlar. Varsın birbirlerini ve birilerini kandırıp dursunlar.

 

Ama biz sakın ola gaza gelmeyelim. Aksine gazlarını alalım. Bakmayın siz onların makamlarına rütbelerine, kimin oğlu kimin kızı olduklarına.

 

Sakın ola aynı mukabelede bulunmayın. Burada bize düşen bir tek şey var: O da bu kararı alma cesaretini gösteren o okulun yöneticilerini gerçekten kutlamaktır.

 

Tabi boyun eğmezlerse.

 

Vesselam,

Simytech     Sifa