Dünyanın dengesine birileri bir çomak soktu.
Öyle bir çomak ki, akıllar karıştı, hesaplar altüst oldu, rüzgar ters yönden esmeye başladı.
O çomağın adı Donald Trump.
ABD’nin Ocak 2017’de göreve başlayacak olan yeni başkanı yani.
Açıkçası kimse bu kadarını hesap etmemişti.
Ülke, ilk kadın başkanını değilde, pazarın talebini yerine getiren ilk İslamofobik başkanını seçiyordu. Üstelik sadece kenarda kıyıda kalmış ya da öfkeli küçük bir kesimin değil, Amerikan halkının büyük bir bölümünün desteğiyle.
İşe bak!
Saçma denilen, delidir denilen ülkenin gerçeği haline geldi bir anda.
İslamofobi artık sadece bir kampanya mesajı ya da stratejisi değil dostlar;
Ocak ayı itibarıyla Beyaz Saray’ın bizzati resmi politikası.
Diyeceğim o ki: dünya artık kendisine daha da bir çeki düzen vermeli.
Hele de, Müslüman coğrafyası.
Hele de, Anadolu, bizim yurdumuz yani.
Birbirimizle daha da barışık olmalıyız yani.
Uyanık olmalıyız.
Oyuna gelmemeliyiz.
Fitneden fesatdan uzak durmalıyız.
Ne buyuruyor Allah’ın Rasulü: “Fitne vakti eriştiğinde yürüyen dursun, duran da otursun.”
Şimdiye dek durmamış ya da oturmamış olabiliriz, aklımızı çelmiş olabilirler, kalbimizi delmiş olabilirler.
Ama artık görme zamanı, duyma zamanı, sezme zamanı.
Kafamızı kumdan çıkarıp, sıranın bizde olduğunun idrakında olma zamanı.
Hortlaklar ve bunaklara fırsat vermeme zamanı.
Belki de bunlar daha iyi günler,
Belki de bunlar daha başlangıç,
Süper güçlerin, süper suçlarına belki de yeterince tanıklık etmedik henüz.
Sorduk mu hiç kendimize?
Nedir bu gaflet?
Neden kızarmıyor yanaklar,
Neden şehadetsiz dudaklar.
Görmüyor musun yücelerle cüceleri?
Kimisi koltuğunda, kimisi tahdında.
Mazlum olmak ise Müslümanın bahtında.
Öyle mi?
Baksana adamların derdine,
Seçim beyannamelerine ve nasıl seçim kazandıklarına.
İslamı ve Osmanlı’yı diriltmemek adamların asıl muradı.
Anlasana!
Sorsan diyecek ki: Batı medeni, Avrupa medeni.
“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” dememiş miydi oysa Akif?
Ve en son mülteci çocuğun cesediyle kıyıya vurmamış mıydı bunların medeniyeti?
Vesselam,