Amerika-Rusya;
Rusya-Suriye;
Suriye-Amerika;
Amerika-İsrail;
İsrail-Türkiye;
Türkiye-İran;
İran-Amerika;
Amerika-Çin;
Çin-Türkiye;
Türkiye-Hollanda;
v.s, v.s
Biri birini bombalayacak, diğeri nükleer silah üretecek, bir başkası sınıra askeri sevkiyat yapacak, bir sonraki silah ambargosu uygulayacak ya da satacak…
Satacak ya da satıyor. Yapacak ya da yapıyor.
Netice de hepsi de bir yandan birlerinin eline bakıyor; diğer yandan perde arkasında birbirinin kuyusunu kazıyor. Ya da birbirlerini soyuyor. Olansa her daim olduğu gibi vatandaşa oluyor.
HAY OLMAZ OLAYDI
Sizin de…
Müttefikliğinizde…
Abuk subuk ilişkilerinizde…
Al birini vur ötekisine. Dünyanın yörüngesinin hangi yöne kaydığının göstergesinden başkaca bir şey değil bunlar.
***
Tutturdular gidiyor bir ‘Kaşıkçı cinayeti’ diye.
Amerika konuşuyor.
Rusya konuşuyor.
Almanya konuşuyor.
Fransa konuşuyor.
İsrail konuşuyor.
İran konuşuyor.
Türkiye konuşuyor.
Kısacası konuşmayan yok.
Bir tek ben konuşmadım galiba. Bir tek ben yazmadım şimdiye değin. Bakalım nereye varacak bu işin sonu diye.
Vay anasını ya!
Bir gazeteci üzerinden yapılan plan ve senaryolara baksanıza Allah aşkına. Adam dirhem dirhem kesildi. Küllerinden eser kalmadı. Hala konuşuyorlar ve dahi konuşacaklar emin olun.
Ekecekler, biçecekler dikecekler; övecekler, sövecekler, dövecekler ve sonra da birbirlerinin karşısına geçip kös kös gülecekler. Bundan da emin olabilirsiniz.
Bırakın gülsünler bakalım!
Yalnız bizim emin olduğumuz şeyler de yok değil biline.
Her Firavun’un bir Musa’sının olduğu gibi mesela.
Bir toplum Musa’yı hak etmişse eğer,
Tekrar ediyorum ve altını kırmızı kalemle bir kez daha çiziyorum;
Bir toplum Musa’yı hak etmişse eğer,
Hiç şüpheniz olmasın ki; Allah O Musa’yı Firavun’un sarayında da olsa yetiştirecektir.
Ne demişti bu hakikatle alakalı Rasul-ü Ekrem (s.a.v), “Allah dinine, bir fasık eliyle olsa dahi yardım eder” (O fasık ya da fasıkların kimler olduğunun telafuzuna ayrıca tenezzül etmeden) Şu halde bize göre koordinatlar (ilahi mesaj) belli olduğuna göre fazlaca endişeye mahal yok bence.
Asıl düşünmesi gerekenler bu koordinatlarla yola çıkmayanlar olsa gerek. Onlar ve o çok inandıkları akılları her halikularde yanlıştan çıkıp yanlışa varacaktır. Bundan endişeniz olmasın. Kimin eli kimin cebinde, kim kimle yatar, kim kime tapar? Biraz da boş verelim bunları. Yazıktır canımıza bedenimize. Biz asıl kenimize bakalım bence. Özümüze bakalım, sözümüze bakalım. Daha doğrusu özümüze ve sözümüze dönelim. Tıpkı bir baba ocağına, ana kucağına dönüş gibi.
Neydi o söz, var mı hatırlayan?
Vesselam,