Yeni bir yıla girildi ve 2020’de bir ayı geride bıraktık bile.
Takvimler yeni bir yılı göstermeye başladığında insanlar da ister istemez bir beklenti içine girerler. Sanki takvimin değişmesi bir şeyleri düzeltebilirmiş gibi bir his ve umutlarla yeni yıla başlıyorlar. Pozitif bakış açısı, güzel umut ve beklentiler hem dua yerine geçiyor hem de hayatın bütün alanlarında yenilik ve heyecana sebep oluyor.
Yeni yıl aslında günümüz dünyasında en çok devletlerin ve şirketlerin bütçelerinin başlangıç zamanı ve bir önceki yılın da değerlendirme vaktidir. Halk için ise tatil yeni yılın en değerli getirisidir.
***
DARBOĞAZ DA Kİ AVRUPA
Ekonomik darboğazlardan geçen Avrupa için bu yeni yıl pek parlak umutlarla gelmedi. Avrupa’nın motoru konumundaki Alman ekonomisi hep dalgalı sinyallar veriyor. Dünyanın 3. ve Avrupa’nın 1. en büyük ekonomisi olarak Almanya’nın durumu bütün Avrupa’yı ve tabii ki dünyayı ilgilendiriyor. Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Almanya ilk 3 olarak dünya ekonomisini hem yönlendiriyorlar hem de olası riskleri birlikte taşıyorlar.
Hollanda ekonomisi ise Alman ekonomisinin dörtte biri oranında bir büyüklük ve dış ticaretinde Almanya’nın oranı ise asla küçümsenecek durumda değil, Hollanda export ürünlerinin dörtte biri Almanya’ya satılıyor. 2021 yılında Almanya ekonomisinde olası bir kriz Hollanda’yı da direk etkileyecektir zira Hollanda ekonomisi daha çok duygusal bir ekonomi görüntüsüne sahip.
***
TÜRKİYE’YE GÖÇ
Her ne kadar son zamanlarda Türkiye’den Hollandaya beyin göçünde artış yaşansa da; Bunca ekonomik sorunun içinde Hollandalı Türklerin gerek ülkedeki ırkçı ve ayrımcı yaklaşımlar ve gerekse mevcut zorluklar sebebiyle Türkiye’ye göç alternatifini daha çok gündemlerine aldıklarına da şahit oluyoruz.
Özellikle PVV ve lideri Wilders’ın her fırsatta ve her sorunda yabancıları suçlu gibi lanse etmesi ve İslam düşmanlığı, Hollanda’yı yabancıların ve müslümanların gözünde yaşanır bir ülke olmaktan yavaş yavaş çıkarıyor.
Özgürlükler ülkesi Hollanda ise, fikir ya da inanç özgürlüğünü İslam ve Müslümanlar için bir türlü kabullenemiyor.
***
Hollanda’da yaşamaktan bıkan 10 bin insan ölmek istiyor
Bütün bunların yanısıra geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırma ise ülkedeki herkese ‘eyvah’ dedirtti.
Eyvah ki, ne eyvah!
Hollanda’da yapılan bu araştırmaya göre 55 yaş ve üstü 10 bin insan, herhangi bir sağlık sorunları olmamasına rağmen hayatlarına son vermek istiyorlarmış. Sağlık Bakanlığı adına Universiteit voor Humanistiek ve UMC Utrecht tarafından yapılan araştırmada, 55 yaş ve üstü tüm insanların yüzde 0,18’i herhangi bir sağlık sorunları olmamasına rağmen ötanazi olmak yani hayatlarına son vermek istiyor. Bu kişilerin üçte birinden fazlası intihar konusunda yardım almak istiyor. Üçte ikisi yaşamını kendisi bitirmek istiyor. Dünya nereye gidiyor? Allah (cc) sonumuzu hayreyleye!
…VE SAĞLIK
Birçoğumuzun hayallerini süsleyen geridönüş ise gerek Türkiye ekonomisindeki iyileşmeler ve gerekse sosyal hayattaki gelişmeler sebebiyle daha da cazip hale gelmiş bulunuyor. Özellikle sağlık hizmetlerindeki kalite ve artış, yurtdışındaki bir çok yaşlı ve hasta Türk vatandaşının ülkesine yönelmesine sebep oluyor.
Ancak ailelerin bölünmesi, çocukların durumu ve hatta alışkanlıklar, yeni bir hayata başlamak, mevcut düzeni yıkıp yeni bir düzen kurmak bir çok insan için hala açılması güç bir engel olarak duruyor. Bütün cazibesine rağmen ve anavatan olduğu halde Avrupalı Türkler kendi memleketlerinde de uyum sorunu yaşıyorlar. Kısa süreli izin dönemlerinde de ortaya çıkan bu sorunların kalıcı bir dönüş durumunda nasıl etkileri olacağı ise meçhul.
Bütün bu düşünce ve duygularla tüm Ufuk Gazetesi okurlarının yeni yıl beklentilerinin gerçekleşmesini diliyorum.