Savaşların galibi olmaz, olamaz!

Yayınlama: 16.05.2022
A+
A-

Aylık yazı yazmanın en zor yanı, gündemi süzerken eleğin üstünde kalan konuların çokluğudur. İşte yine öyle bir yoğun gündemle karşı karşıyayız.

 







Anımsayacak olursak geçtiğimiz günlerde tarihin derinliklerinden günümüze yansıyacak birçok acı-tatlı konu vardı. Çanakkale Savaşı gibi acı fakat onurlu bir hatıradan, Kutlu Doğum Haftası gibi mukaddes ve bir o kadar da tatlı kutlamaya varıncaya kadar duygusal ve zihinsel yorgunluklar yaşandı. Bunların yanısıra geçtiğimiz haftaların değişmeyen bir başka konusu Ukrayna-Rusya savaşı.







 

Eğer bir savaştan bahsedeceksek evvela tarihten günümüze yansıyan insanlık adına büyük acılar olarak kayda geçen savaşlardan birisi olan Çanakkale Savaşı’nı hatırlayacağız.

 

Bu savaş zihinlerde öylesine derin etkiler bıraktı ki, aradan geçen neredeyse bir asırlık süreye rağmen bırakın mağlupları, galip gelenler bile acılarını unutamadılar. Çünkü bu galibiyet kayıtlı 250 bin cana ve hesaplanması nerdeyse mümkün olmayan maddi kayıplara malolmuştu. Bir imparatorluğun küllerinden yeniden alevlenen büyük bir ruhtur Çanakkale.

 

Çanakkale Geçilmez!..

 

Çanakkale bir ölüm kalım savaşıdır. Bütün bir milletin mutlaka zafere odaklanmış bir şekilde “ya zafer ya ölüm” kararını verişidir. Çanakkale vatanın kapısına kadar dayanmış, elini gırtlagına kadar uzatmış olan bir düşmana “dur” denilmesidir.

 

Ülkenin her köyünden, her dağ başından kopup gelen ana kuzularının aslanlaştığı yerdir “ÇANAKKALE”…

 

Çelikten bir saldırıya karşı, etten ve kemikten bir savunma demektir. Acımasızlığa, canavarlığa, yalan yalnış ön yargılara karşı, insanlığın vicdanının, merhametinin adıdır “ÇANAKKALE”…

 

Birlik ve bütünlüğün, kardeşliğin, insani değerlerin savaş alanında bile var olabildiğinin göstergesidir “ÇANAKKALE”…

 

Dünya tarihini değiştiren, cesaretin kahramanlığa dönüştüğü ve eşi görülmemiş bir centilmenlik savaşıdır “ÇANAKKALE”…

 

Bu büyük destansı savaşın kahramanları olan ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUZ.

 

Savaşların aslında bir galibi yoktur ve hep kaybeden insanlık olmuştur. Sadece 1. Dünya Savaşı’nda yaklaşık 2 milyon askerini kaybeden Osmanlı İmparatorluğu’nun o yılllardaki nüfusunun tahmini olarak 22 milyon olduğu hatırlanırsa, bu savaşların ne büyük bir felaket oldukları daha iyi anlaşılır. Güncelleştirirsek 17 milyon nüfuslu Hollanda’nın 4 yıl içerisinde 1,7 milyon genç nüfusunu savaşta kaybettiğini düşündüğünüzde gözünüzde canlanan manzara işte o günlerin Anadolu’sunun bir yansıması olur.

 

Herkesin Hz. Adem’den başlayan bir kardeşliğe sahip olduğu ve bugün yeniden küçük bir köy haline gelen dünyada, neredeyse birbirine akraba haline gelen insanların bir daha böyle hatalar yapmamalarını umut ederek, savaşsız yarınlar diliyorum.

 

Yazımın başında belirttiğim yoğunluğa sebep olacak önemli konulardan birisi de hiç süphesiz nisan ayı içerisinde idrak edilecek olan Peygamber’imizin miladi doğum tarihi olan 20 Nisan gününü içine alan Kutlu Doğum Haftası’dır. Şüphesiz bu hafta boyunca sivil toplum örgütleri ile dini kuruluşlarımız birçok etkinlikler düzenleyeceklerdir. İnsanlığın Efendisi’nin hatıralarının anılacağı ve doğumuna bir kere daha sevinileceği bu günlerde imkanı olan herkesi bu kutlu programlarına katılmaya davet ediyorum.

 

Hepimizin değişmez gündemlerinden biri olan ekonomi alanında ise dünya genelindeki zayıf iyileşmelere Hollanda ekonomisine Türklerin yaptığı büyük katkı her geçen gün katlanarak daha da artıyor. Bilindiği üzere Hollanda’da 1 bin’e yakın Türk işadamı mevcut. Bunlar ortalama 65 bin insana ekmek kazandırıyor. Hollanda ekonomisine ise yaklaşık 10 milyar euroluk katkıda bulunuyorlar. Hiçte küçüksenemeyecek bu büyük katkının günbegün artarak devam ettiğinin sinyallerini görüyoruz.

 

Hollanda’da kriz dönemlerinde yabancıların sorun ve hedef gösterilmesine bu veriler çok güzel bir cevaptır. Yanısıra Hollanda’nın büyük şirketlerinin de Türkiye’ye yatırım yapıp, büyük cirolar yaptığı ve bu şirketlerin Türkiye için her zaman olumu raporlar verdiğinin Hollanda hükümeti tarafında da gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Kısacası globalleşen dünya bir köy haline gelmişken, barış içerisinde insanların birbirini sevdiği, saydığı güzel günler adına artık adımları atacağımız yolların kesiştiği yerde buluşmalıyız.

Simytech     Sifa