22 Kasım’da gerçekleşen Hollanda Parlamento seçimlerinin ilk sonuçları, Hollanda’daki Müslümanların destek verdiği DENK Partisi’nin üç milletvekili ile Parlamento’da güçlü bir şekilde temsil edilmeye devam edeceğini gösterdi.
Partinin genç ve dinamik lideri Stephan Van Baarle’nin önderliğinde, DENK Partisi yeni dönemde de yeni nesil siyasetçilerle birlikte adeta tekrar ayağa kalkarak kaldığı yerden yoluna devam edeceğe benziyor. Ayrıca bu seçim sonuçları, DENK Partisinin Hollanda siyasetine kalıcı bir iz bıraktığının da güçlü bir göstergesi olarak da kabul ediliyor.
Seçimlerin ardından bugün Türk basınına açıklamada bulunan DENK Partisi lideri Stephan van Baarle şunları söyledi: “Bütün engellere, kara propagandaya, ithamlara, iftiralara, tehditlere ve suç duyurularına rağmen, DENK Partisi dimdik ayakta durdu. Bu seçim sonucu, sadece siyasi sahtekarlıklara karşı yürütülen mücadele sonucu değil, aynı zamanda dürüst ve adil siyaset anlayışımıza olan güvenin bir yansımasıdır. Sandalye sayımızla birlikte Hollanda siyasetinde kalıcı bir unsur olduğumuzu ispat ettiğimiz için gururluyum, fakat Geert Wilders’in partisi PVV’nin sandıktan birinci çıkması ülkede yaşayan bir milyonu aşkın Müslüman için bir felakettir. Hollanda’daki Müslümanların anayasal hakları ellerinden alınmak istenmektedir. DENK bir milyon Müslümanın haklarını korumak için kalkan olacaktır ve Geert Wilders’ın nefret söylemine karşı her daim mücadelesini sürdürecektir. Seçmenimize bizden beklediği mücadeleyi sürdürme sözünü veriyoruz. Çünkü seçmenimiz, ırkçılık ve İslam düşmanlığına karşı mücadele devam çağrısında bulundu; çocuklarımızı LGBT aktivizmine karşı korumamızı istedi; adil ve mazlumunun yanında duran bir dış politika izlememizi talep etti; hayat pahalılığı ve konut sorununa çözüm bulmamızı istedi. Biz de bu çağrılara kulak verdik ve seçmenimizin güvenini kazandık. Wilders’in birinci parti çıkması adil ve kucaklayıcı bir Hollanda’ya karşı aşırı sağın bir zaferdir. Hollanda’daki Müslümanların ve dünya mazlumlarının haklı davasını yılmadan savunacağımıza kimsenin şüphesi olmasın. Irkçılığa, ayrımcılığa ve İslam düşmanlığına karşı var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”