Havalar soğudu, donduk, kış geldi gibi mevsimlik haberlerin üstüne geçtiğimiz günlerde yaşanan dehşetli fırtına da eklenmişti ki artık Hollanda’da Evliya Çelebi’nin deyimiyle ‘tükrüğün havada donduğu’ asıl dönem 1 Ocak’tan sonraki anayasa değişiklikleri ile yaşanacak.
Biz fırtına (Conall) ve kış haberlerine odaklanmışken asıl buz kestirici soğuk esinti senato tarafından kabul edilmesi ihtimal bu anayasa değişikliklerinde olacak.
ENSEYE TOKAT
Koronalı dönemleri geride bıraktık, tam da krizden çıktık, çıkıyoruz, ekonomik göstergeler gülümsemeye başlar mı acaba derken.. Azıcık rahat nefes alma ihtimali belirmişken enseye tokat kabilinden bir değişiklik olacak bu.
Şu kesin ki özgürlükler ülkesi Hollanda’dan artık eser yok ve bizi eksi derecede şaşırtmaya devam edecek.
Şu dönemi iyi hatırlayın!
Herkesin herşeyi savunabildiği ama İslam’ın ve Müslümanların saldırılara ses çıkarmasının önüne; nasıl oluyorsa hakaretlere rağmen bir düşünce özgürlüğü heyulası dikiliyor ve itiraz edemezsiniz, zira hakaretler düşünce özgürlüğünün gereğidir denilip olay kapatılıyordu.
GÖZLERİMİZİN İÇİNE BAKA BAKA
Bazı rahat (!) durmayan Müslümanların anayasal güvence altında bulunan ‘din ve vicdan özgürlüğü’ bağlamında ve bunlara hakaret yahut saldırının suç olduğunu ifade eden anayasa maddesine dayanarak dava açmaları, seslerini yükseltmeleri ‘efendileri’ rahatsız etmişti. 2013 kışında meclisten geçen ve 2014 Kasım ayında da senatonun kabul ederek onaylaması ile anayasanın 1932’de son değişikliği yapılan inançlara hakareti suç kabul eden maddesi gözlerimizin içine baka baka değiştirilmişti.
Laikliği anlayamadan bazıları bunu gerçek laiklik olarak alkışlarken; bunların genelde inançsız, yani ateistlerden oluşmasına kimse de şaşırmıyordu. Belki Fransız modeli bir laiklik Hollanda’da uygulanmıyor ama bu değişiklikle artık laiklikten ziyade hakaretlerin ve aşağılamaların toplumda oluşturacağı gerginlikler ve sorunlar hiçte tahmin edilemez değildi.
O günden bu güne 10 yıl geçti.
Ve kısacası diyeceğim şu ki; bu değişime Hollanda politik iklimine düşen ‘aşırı sağ’ gölgesi diyebileceğimizi o günlerde henüz kestiremeyenler olmuştu. Neredeyse bütün partilerden oy koparan bu akıma daha fazla oy kaptırmak istemeyen partiler de artık Wilders iktidarında ancak olabilecek uygulamalara imza atıyorlar.
ARTIK HER ŞEY ÖZGÜR
O günlerde alınan o kararla; Allah’a ya da hangi dille adını nasıl dillendirirlerse Allah’ın dinine ve halkın mukaddesatına küfretmek, hakaret, aşağılamak artık suç değildi.
Bu durumdan ülkedeki yahudi ve hristiyan cemaatinin de rahatsız olacağı kesinken seslerinin çıkmayışının herhalde sebebi bu değişimin islama ve müslümanlara hakaretleri normalleştirmek ve suç olmaktan çıkarmak maksadıyla yapıldığını düşünmeleri yatıyor olsa gerek!
Diğer bir deyimle gelecekteki politikalarına hazırlanan Wildersgillere artık gün doğmuştu.
Ve biz yazılar yazmaya başlayıp, “Bakalım gelecek günler neler getirecek ve daha ne kadar özgürleşecek Hollanda…” demeye hazırlanırken; diyemiyoruz çünkü o maddelerin bazıları geçtiğimiz günlerde belli olmuştu bile.
İşte bazıları;
Bu gelişmeler ve haberler eşliğinde bir miladi yılı daha geride bıraktık. Dileğimiz gelecek yılın hayırlara vesile olmasıdır.
Vesselam,