Müslüman kadınlar en çok hedef alınan grup
Rapora göre 2024 yılında bildirilen İslamofobik vakaların %76’sında mağdur kadınlar oldu. Bu oran, ayrımcılığın toplumsal hayatta ve özellikle iş yaşamında kadınlar üzerinde daha yıkıcı bir etki yarattığını gözler önüne seriyor. Başörtüsü takan kadınların, görünür dini kimlikleri nedeniyle açık hedef haline geldikleri belirtiliyor.
Siyasi söylemler ve medya dili ayrımcılığı besliyor
CCIE uzmanlarına göre, Müslüman karşıtı ayrımcılığın bu denli yaygınlaşmasında siyasilerin kullandığı ayrımcı dil ve medyada yer bulan önyargılı haberlerin etkisi büyük. Özellikle seçim dönemlerinde göçmen ve Müslüman karşıtı söylemlerin politik malzeme olarak kullanılmasının, toplumsal kutuplaşmayı körüklediği ifade ediliyor.
Başörtüsü ayrımcılığın simgesi haline geldi
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA) tarafından sağlanan veriler, başörtülü kadınların maruz kaldığı ayrımcılığı sayısal verilerle doğruluyor. 2024 itibariyle bu kadınların %45’i iş başvurularında ya da çalışma hayatında ayrımcılıkla karşılaştıklarını bildirirken, bu oran 2016’da %31’di. En yüksek ayrımcılık oranları ise Avusturya, Almanya ve Finlandiya’da tespit edildi.
Başvurular arttı, farkındalık yükseliyor ama çözüm yetersiz
CCIE’ye yapılan ayrımcılık bildirimleri, 2024 yılında %25 artarak 1.037 başvuruya ulaştı. Bu durum, bir yandan farkındalığın arttığını gösterse de diğer yandan sistematik ayrımcılığın önüne geçilemediğine işaret ediyor. İnsan hakları kuruluşları, AB ülkelerini daha etkin politikalar geliştirmeye çağırıyor.
Kadın hakları ve dini özgürlükler bir arada savunulmalı
Uzmanlar, dini özgürlükler ile kadın haklarının birbirine karşıt kavramlar değil, birlikte savunulması gereken temel insan hakları olduğuna dikkat çekiyor. Başörtüsü gibi dini semboller nedeniyle uygulanan dışlama ve ötekileştirme, Avrupa’nın temel değerleri olan eşitlik ve çoğulculukla çelişiyor.
YASAL UYARI: Haberlerimizi izin almadan ve link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk