Hollanda mahkemesi Türkleri yakından ilgilendiren uyum sınavı kararını verdi

Hollanda Danıştayı, aile birleşimi sürecinde Türk vatandaşlarına uygulanan zorunlu uyum sınavının ayrımcılık oluşturup oluşturmadığına Avrupa Adalet Divanı’nın karar vermesi gerektiğini bildirdi.

Hollanda’nın ünlü Türk avukatlarından İsmet Özkara’nın Ufuk Media ile paylaştığı yeni kararın bilgilerine göre; Hollanda’da aile birleşimi kapsamında uygulanan uyum sınavı ile ilgili uzun süredir devam eden hukuki süreçte yeni bir aşamaya geçildi.

Hollanda Danıştayı, Türk vatandaşlarının ülkeye giriş öncesinde geçmesi gereken zorunlu uyum sınavının Avrupa Birliği hukukuna uygunluğu konusunda kesin kararın Avrupa Adalet Divanı tarafından verilmesi gerektiğine hükmetti.

Kararın merkezinde, Hollanda’nın Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ve ardından gelen Katma Protokol’de yer alan “standstill” (mevcut durumun korunması) ilkesi yer alıyor. Bu ilkeye göre, Türkiye vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkelerine girişinde yeni kısıtlamalar getirilemez. Ancak Hollanda, 2006 yılında yürürlüğe koyduğu düzenlemeyle aile birleşimi başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarına, ülkeye gelmeden önce dil ve uyum sınavını geçme şartı getirmişti.

Bu uygulamanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin eşitlik ilkesiyle ve AB vatandaşlarının aile üyelerine sağlanan haklarla çeliştiği gerekçesiyle mahkemeye taşınan davada, Danıştay kararını Avrupa Adalet Divanı’na sevk ederek, nihai yorumun AB hukukunun en yüksek yargı organı tarafından yapılması gerektiğini ifade etti.

Sadece Türk vatandaşlarına uygulanıyor

Davada dikkat çeken noktalardan biri de, uyum sınavı şartının sadece belirli ülke vatandaşlarına uygulanıyor olması. Türk vatandaşları bu zorunluluğa tabi tutulurken, AB vatandaşları ile bazı ülkelerin vatandaşları bu sınavdan muaf tutuluyor. Bu durumun açık bir ayrımcılık teşkil edip etmediği, Avrupa Adalet Divanı’nın vereceği kararla netleşecek.

Karar göç politikaları açısından belirleyici olabilir

Danıştay’ın aldığı karar, yalnızca bireysel davalar için değil, aynı zamanda Hollanda’nın göç politikalarının genel çerçevesi açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Özellikle Türkiye’den aile birleşimi yoluyla gelenlerin yaşadığı zorluklar, uzun bekleme süreleri ve yüksek maliyetler, sınav uygulamasının insan haklarıyla bağdaşmadığı yönündeki eleştirileri artırmıştı.

Avrupa Adalet Divanı’nın ilerleyen süreçte vereceği karar, sadece Hollanda değil, benzer uygulamaları sürdüren diğer AB ülkeleri açısından da emsal niteliği taşıyabilir. Karar, ayrımcılık yasağı, serbest dolaşım hakkı ve göçmenlerin temel hakları bağlamında Avrupa’daki hukuk standartlarını yeniden tanımlayabilir.

YASAL UYARI: Haberlerimizi izin almadan ve link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)