Hollanda’da 2026’daki yerel seçimler için çalışmalar hızla devam ederken; DENK Partisi, Almelo’da birinci sıra adayı, liste başkanı (lijsttrekker) Mustafa Kocabıyık halk ile bütünleşmeye her alanda ve her yerde aralıksız devam ediyor.
Murat Yakar - ALMELO
DENK Partisi, 2026 yerel seçimlerinde Almelo’da yer alacağını geniş katılımlı bir açılış programı ile duyururken...
Almelo Theater Hof Salonu’nda gerçekleşen açılış etkinliğine, partinin üst düzey isimleri ve çevre şehirlerden gelen birçok katılımcı, partinin Almelo’daki siyasi çalışmalarının ilk adımına şahitlik ediyor.
DENK'in Almelo tohumları ve çalışma grubundan Mustafa Kocabıyık’ın açıklamaları
O etkinlikte DENK Almelo çalışma grubu adına Mustafa Kocabıyık, partinin Almelo’daki varlığının nasıl başladığını ve 2026 yerel seçimlerine kadar olan süreçte yapacakları çalışmaları detaylandırdı. Almelo halkının uzun süredir temsil edilmediğini hissettiğini ve bu durumun DENK Partisi’ne yoğun bir talep olarak yansıdığını ifade eden Kocabıyık, “Biz Almelo halkının taleplerini dikkate alarak burada var olmaya karar verdik. DENK’in Almelo’da güçlü bir ses olarak yer alması, insanların taleplerinin yerel yönetimlerde karşılık bulması anlamına geliyor,” dedi.
Ramazan’ın ruhu ile başladı
Hollanda’nın Almelo şehrinde kurulan DENK Partisi Almelo Çalışma Grubu, 2026 Mart ayında yapılacak belediye seçimlerine katılacaklarını böylece duyurmuş ve çalışmalarına hızla devam etmeye başlamıştı.
Grup, Ramazan ayı nedeniyle halkla bir araya gelmek amacıyla bir de iftar programı düzenlemiş; bu etkinlikle Ramazan ayının ruhunu yaşatarak, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve birliğin önemini bir kez daha vurgulamıştı.
Güldüren, düşündüren ve ağlatan konferansta
Eğitimci-yazar Alişan Kapaklıkaya, Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Almelo Yunus Emre Camii Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen özel bir programa konuk oldu. 8 Haziran 2025 Pazar günü düzenlenen etkinlikte Kapaklıkaya, kişisel gelişim, motivasyon ve yaşamın içinden derinlikli bakış açılarını katılımcılarla paylaşırken, Mustafa Kocabıyık halk ile orada da bütünleşti.
Bu kez de “Tatlı buluşma!” diyerek kardeşlik kazanında aşure kaynattılar
O da yetmedi; ardından DENK Partisi'nin yerel seçim adayları, Kocabıyık önderliğinde saha çalışmalarına ve vatandaşla farklı platformlarda buluşmalarına hız kesmeden aşure programı ile devam etti. Gençler arasında “gençlik derneği” olarak bilinen bir sivil toplum kuruluşundaki etkinlikte çok sayıda vatandaş bir araya geldi, birlik ve dayanışma mesajları verildi, bolca aşure ikram edildi.
Perşembe nöbetinde insanlıkla beraber tencerelere vuruyor
Vicdan sahibi küçük bir grup insan tarafından başlatılan Almelo4Palestina isimli sosyal medya hareketi, Gazze’de yaşanan insanlık dışı uygulamalara karşı duyulan tepkinin simgesi haline gelmeye devam ederken; DENK Partisi liste başkanı Kocabıyık orada da vardı. Sessizliğe karşı yükselen bu ses, her geçen gün daha fazla kişiyi etkisi altına alarak büyümeye devam ederken Kocabıyık bu konuda da Ufuk Media'ya uzun bir açıklamada bulunarak şunları söyledi:
7 Ekim 2023 günü Hamas ve diğer gruplarla birlikte Gazze Şeridi’nin güney sınırından İsrail’e yaptığı saldırı çok hızlı bir şekilde bütün dünyaya duyuruldu. Herkes gibi ben de şaşkınlık içerisindeydim. Çünkü İsrail’in o bölgede kendileri için kurmuş olduğu, belki de dünyada eşi benzeri bulunmayan güvenlik sistemini birkaç kez okumuştum. Hatta yerin altından bir köstebek bile fark edilmeden İsrail topraklarına giremez deniliyordu. Nasıl oldu da böyle olağanüstü güvenlik tedbirleri aşılarak İsrail’e girilir ve 97 kişi Hamas tarafından esir alınabilir?
Hamas tarafından yapılan saldırı hangi şartlarda gerçekleştirilmiş olursa olsun, artık Siyonistlerin eline bir koz geçmişti ve etnik bir soykırımı başlatabilirlerdi. Tam da öyle oldu. Geçmiş dönemin Alzheimer'lı Amerikan Başkanı Joe Biden’ın nasıl apar topar İsrail’e uçup Netanyahu’ya sarıldığını ve objektifler ve gazeteciler önünde “Sonuna kadar arkandayız, katliama başlayabilirsiniz” mealinde vermiş olduğu desteği de bütün dünya duydu.
İlk başlarda emperyalist ve Siyonist güçlerin propaganda makineleri o kadar güzel çalıştı ki, 1967’den günümüze kadar Filistinlilere zulmeden İsrail birdenbire mazlum oluverdi. Hollanda’nın Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan bir grup diplomat, hem İsrail’in hem de Filistin’in bölgesel dengelerini iyi bilen kişiler olarak dışişleri bakanıyla bu konuyu görüşüp bazı şeyleri aktarmak istediklerini belirttiler. Ne hikmetse zamanın dışişleri bakanından randevu bile alamadılar.
Berber v.d. Woude ve Angelique Ijpe, etnik temizliğin başladığı ilk günden bugüne kadar bıkmadan usanmadan her perşembe günü bakanlık önünde oturum eylemi düzenleyip konuşmalar yapmaya başladılar.
İsrail’in sistematik soykırım projesi, her türlü silahı kullanarak, hatta kullanılması yasak olan misket bombalarını bile kullanarak iki sene boyunca ve günümüz itibarıyla da hâlen devam etmekte. Savaş suçları ve soykırım, gerek Birleşmiş Milletler bünyesinde gerekse neredeyse bütün dünya devletlerinde kabul edilmesine rağmen, başta Netanyahu olmak üzere yetkililer hakkında tutuklama emri çıkartılmış olsa da soykırım hiç yavaşlamadan devam ediyor.
İş artık o kadar zıvanadan çıktı ki, Siyonist terör bütün dünyayı tehdit eder duruma geldi. Çünkü bugün İsrail’in yönetimine hâkim olan Siyonist yapı “vadedilmiş topraklar” ve “büyük İsrail” projesini hızlandırmak için pervasızca etrafındaki Ürdün, Suriye, Lübnan, Katar gibi bütün ülkelere saldırmaya başladılar.
Neredeyse bütün dünya bu genocid olayını kabul etmesine rağmen ve yüzden fazla dünya ülkesinin Filistin’i bir devlet olarak tanıdığı bir döneme girmiş olmamıza rağmen, Hollanda parlamentosunun İsrail’in bu katliamı durdurmak için mecliste verilen yüzlerce önergeden sadece bir tanesini bile kabul etmemesi, Hollanda tarihinde kara bir leke olarak kalacak.
Radyo ve televizyonlarda insanlığından utanmadan hâlâ çıkıp “İsrail nefsi müdafaa yapıyor” diyen insanları duyunca resmen hiddetleniyorum. İyi ki böyle insanlarla aynı masada oturmak zorunda kalmıyorum.
Ama o insan suretindeki mahluklara şu soruları sormak isterim:
- İki sene boyunca çocukların, okulların, hastanelerin, acil yardım araçlarının bombalanması kendini savunmak mı?
- Anneler ve babaların bombardıman yüzünden çocuklarının paramparça olmuş vücutlarını yerlerden toplayarak plastik bir torbaya değersiz bir et parçası gibi koymak zorunda kalmaları kendini savunmak mı?
- Dünya tarihinde hiçbir ülkede olmadığı kadar çok sayıda basın-yayın görevlisini öldürmek kendini savunmak mı?
- Su ve elektrik şebekelerini bombardımanla tamamen yok ederek çocukları, bebekleri, doğum halindeki kadınları, yaşlıları aç ve susuz bırakarak ölüme terk etmek kendini savunmak mı?
- Küçük kardeşine su ve yiyecek almak için yardım dağıtılan yere giderken havadan drone ile doğrudan kafasına ateş edip beynini parçalamak kendini savunmak mı?
- İki yıl boyunca insanlık adına Gazze’de bir tek insanın bile hayatını kurtarabilmek için çalışan doktorları her türlü tıbbi malzemeden ve temiz sudan yoksun bırakıp, elektrik ve yakıt yetersizliği yüzünden telefon ışığıyla ameliyat etmek zorunda bırakmak kendini savunmak mı? Hiçbir uluslararası kanunu dinlemeyen bu terörist devletin yukarıda saydıklarıma benzer daha birçok vahşetini sayabiliriz.
Yol uzun ve merdivenin daha çıkılacak bir çok basamağı var diyen Kocabıyık sözlerini şöyle tamamladı.
Ey insanlar... Artık bıçak kemiğe dayandı. Sizleri bilmem ama ben insanlığımdan iyice utanmaya başladım. Gazze’de işlenen soykırıma ve vahşetlere gözümüzü kapatmayı ne zamana kadar sürdüreceğiz? Sizleri bilemem ama ben insanlığımdan utanıyorum.
O sebeple her Perşembe akşamı saat 18:00 ile 18:30 arası, ortalama 100 tane güzel kalpli insanla beraber Almelo İstasyonu’nda tencere ve tava ile gürültü yaparak protestolara katılıyorum. 5 Ekim 2025 Pazar günü Amsterdam’da birçok sivil toplum kuruluşunun ortaklaşa düzenleyecekleri “Kendi Kırmızı Çizgini Çek” (Trek jouw eigen rode lijn) şeklindeki protestoya katılıyorum. Filistinlilere yapılan zulüm o kadar gaddarca bir hal aldı ki, bir yudum su almak için bile sıra bekleyen çocukların üzerine dronlarla bombalar yağdırılıyor. Bu insanlık dışı soykırım ve katliamlara dur diyecek her türlü katkıyı yapmak artık boynumuzun borcudur.
O sebeple aklıma Almelo’dan bir otobüs ayarlayıp daha çok insanın katılımına vesile olmak fikri geldi. Otobüs şirketleriyle görüştükten sonra sosyal medyada hemen bir paylaşım yaptım. Beni daha çok mutlu eden bir başka şey ise; benim bu paylaşımımın ardından Enschede ve Zwolle’den de bazı kişilerin beni telefonla arayıp otobüs kiralamak istediklerini belirtmeleri oldu.
Bazı kişilerin de beni arayıp otobüsün kirasını karşılamak için sponsor olmak istediklerini söylemeleri üzerine mutluluktan gözlerimin yaşardığını da buradan UFUK Medya’nın değerli okuyucularıyla paylaşmak isterim. 80 kişilik otobüs şu an dolmuş vaziyette; eğer 2 Ekim Perşembe gününe kadar yeterli bildirim olursa ikinci otobüsü de kiralayacağım.
Bütün insanlara buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen “Benim yapmamla mı olacak?” demeyin. Ekonomik, politik, gösteri, protesto, medya—hangi kanaldan olursa olsun elinizden geleni yapmaya çalışın. Bu insan olmanın bir gereğidir.”
Almelo'da seçim çalışmalarına olanca hızı ile devam eden DENK Partisi'nin bu çalışmaları toplum tarafından da takdir ile karşılanıyor.
YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır.©ufuk.nl
HABER: Murat Yakar / Ufuk Media Grubu Haber Merkezi