Hollanda’da 29 Ekim seçimlerine sayılı günler kala siyasi sahne yeniden hareketlendi. Aşırı sağcı lider Geert Wilders’in başında bulunduğu Özgürlük Partisi (PVV), kamuoyu yoklamalarında açık ara önde görünüyor.
Ancak ülkenin orantılı temsil esasına dayalı seçim sistemi, Wilders’in tek başına iktidara ulaşmasının önünde ciddi bir engel oluşturuyor.
Koalisyon kapıları birer birer kapanıyor
Siyaset tarihçisi Bert van den Braak, “Meclis çoğunluğu olmayan bir kabine uzun ömürlü olamaz. Wilders liderliğinde bu ihtimal çok yüksek” değerlendirmesinde bulundu. Liberal çizgideki VVD, merkez sağ CDA, liberal demokrat D66 ve sol ittifak GroenLinks–PvdA, PVV ile olası bir koalisyonu kesin bir dille reddetti. Aşırı sağ eğilimli JA21 tek olası müttefik olarak görülse de, bu ortaklık 76 sandalyelik çoğunluk eşiğini yakalamaya yetmiyor.
Wilders tepkili: ‘birinci partiyi dışlamak demokrasiye aykırı’
Wilders, diğer partilerin dışlayıcı tutumuna sert tepki gösterdi. “Birinci partinin sistem dışına itilmesi anti-demokratiktir” ifadelerini kullanan PVV lideri, seçmen iradesine saygı çağrısı yaptı. Ancak siyasi gözlemciler, seçim sonrası dönemde ülkenin “teknokrat bir kabine” ya da “azınlık hükümeti modeli” gibi geçici formüllerle yönetilebileceğini öngörüyor.
Siyasi istikrar arayışı sürüyor
Uzmanlara göre, Hollanda’yı seçimlerden sonra uzun müzakereler, karmaşık koalisyon senaryoları ve kırılgan hükümet ihtimalleri bekliyor. Wilders’in yükselişi ülkede göç, güvenlik ve Avrupa Birliği politikaları üzerine tartışmaları yeniden alevlendirirken, Hollanda demokrasisi bir kez daha uzlaşma sınavından geçecek gibi görünüyor.
YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)