BIST 100
10.941,79 3,14%
DOLAR
41,9445 0,03%
EURO
48,8056 -0,01%
GRAM ALTIN
5.545,35 -0,50%
FAİZ
40,21 -0,96%
GÜMÜŞ GRAM
65,61 -0,76%
BITCOIN
111.139,00 0,20%
GBP/TRY
55,8659 -0,17%
EUR/USD
1,1627 0,08%
BRENT
65,94 -0,08%
ÇEYREK ALTIN
9.066,64 -0,50%

Kutuplaşmanın yakıtı! Korku siyaseti

Reklam
korku-endise-2025
Reklam

Siyaset sadece fikirlerin değil, duyguların da alanıdır. Son yıllarda Hollanda’da –tıpkı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi– siyasetin giderek daha fazla korku, öfke ve güvensizlik duyguları üzerinden şekillendiği görülüyor. Sosyal psikoloji, bu durumu duygusal kutuplaşma olarak tanımlıyor: insanlar artık yalnızca farklı fikirlerle değil, farklı düşünen insanlarla da aralarına mesafe koyuyor.

Korku, bu kutuplaşmanın en güçlü yakıtı. Çünkü korku, bireysel davranıştan toplumsal tercihlere kadar geniş bir yelpazede etkili.

Psikolojik araştırmalar, korkunun insan beyninde doğrudan tehdit algısını tetiklediğini gösteriyor. Bu tepki, bizi korumak için evrimleşmiş olsa da siyasette rasyonel düşünmeyi zayıflatabiliyor. Politik psikoloji uzmanı George Marcus’a göre, korku arttıkça bireyler karmaşık bilgileri işlemeyi bırakıp “güçlü lider” figürlerine yöneliyor.  Yani korku sadece bir duygu değil; aynı zamanda demokratik davranışı etkileyen biyolojik bir süreç.

Korkunun Siyasetteki Kullanımı

Siyasetçiler, korkunun bu etkisini iyi biliyor. Korku, seçmeni harekete geçiren en hızlı yoldur. Bu nedenle seçim dönemlerinde “göçmen tehdidi”, “değerlerin kaybı”, “din elden gidiyor” ya da “ülke kontrolü elden gidiyor” gibi ifadeler sıkça duyulur. Bu tür söylemler, insan beyninde varoluşsal bir tehdit algısı yaratır. Tilburg Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre (2022), korku temelli mesajlar, rasyonel açıklamalara göre seçmen davranışını %30’dan fazla etkileyebiliyor. Korku siyaseti, medya tarafından da pekiştiriliyor. Dijital platformlar, kullanıcıların duygusal tepkilerini ölçen algoritmalarla çalışıyor. Duygu uyandıran içerikler daha fazla tıklanma ve paylaşım alıyor, bu da korku ve öfke içeren haberlerin daha görünür olmasına yol açıyor. Amsterdam Üniversitesi’nin 2023 tarihli bir araştırması, olumsuz başlıkların olumlu haberlere göre neredeyse iki kat daha fazla tıklama aldığını ortaya koydu. Böylece medya, farkında olmadan “korku ekonomisi”nin bir parçası haline geliyor.

Korkudan Nefrete, Nefretten Politik Güce

Korku, toplumsal düzeyde işlendiğinde nefrete dönüşebiliyor. Sosyal psikoloji literatüründe bu süreç, “gruplar arası tehdit kuramı” olarak açıklanır. İnsanlar, kendi kimliklerini korumak için “öteki”ni tehdit olarak algılar. Bu da siyasetin “biz” ve “onlar” şeklinde bölünmesine yol açar. Hollanda’da son yıllarda göç, güvenlik ve kimlik konularında kullanılan sert dil, bu psikolojik mekanizmanın bir yansıması. Korku siyaseti kısa vadede güç kazandırabilir; fakat uzun vadede demokrasinin dokusunu zayıflatır.

Korkunun Faturası

Araştırmalar, korkunun yüksek olduğu toplumlarda otoriter eğilimlerin arttığını gösteriyor. Princeton Üniversitesi’nden Hetherington ve Weiler, korku temelli siyaset dönemlerinde insanların güvenlik adına özgürlüklerinden feragat etmeye daha yatkın hale geldiğini ortaya koydu. Bu nedenle korkuya dayalı politika, sadece seçim sonuçlarını değil, demokratik kültürün geleceğini de etkiler.

Güvene Dayalı Siyaset Mümkün mü?

Sosyolog Robert Putnam’a göre, bir toplumda güven duygusu güçlüyse siyasal kutuplaşma azalır. Dolayısıyla korkuya karşı panzehir, “güven”dir. Ancak bu güvenin oluşması, yalnızca ekonomik refahla değil; siyasetin kullandığı dil ve değerlerle ilgilidir.

Korkuyu görmezden gelmek çözüm değildir. Önemli olan, korkuyu anlamak ve onu dayanışma, diyalog ve ortak değerler üzerinden dönüştürmektir.

Siyasi liderlik, korkuyu kullanmak değil, onu yönetebilme becerisidir.

Bilimin Gösterdiği Yön

Bilimsel bulgular bize şunu söylüyor: duygular siyasetten asla ayrı tutulamaz. Ancak duyguların yönü, toplumun yönünü belirler. Korkuya dayalı siyaset kısa vadede etkileyici olabilir; fakat uzun vadede toplumsal bağları koparır.

Demokrasi, korkunun değil, güvenin zemininde yeşerir.

Gerçek liderlik, korkuya hükmetmek değil; halkın korkularını anlayıp güvene dönüştürebilmektir.

Sağlığınız daim vatan sevginiz hakim olsun.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.