İklim kriziyle birlikte aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti artıyor. Germanwatch’ın yayımladığı Küresel İklim Riski Endeksi’ne göre, 1995–2024 yılları arasında fırtına, sel, sıcak hava dalgası ve kuraklık nedeniyle dünya genelinde 830 binden fazla kişi yaşamını yitirdi.
Küresel tablo ağırlaşıyor
Ekonomik kayıpların toplamı ise 3,8 trilyon avroyu aştı.
Verilere göre, can kayıplarının büyük kısmı sıcak hava dalgalarında ve fırtınalarda yaşanırken, en büyük maddi zararı da yine fırtınalar oluşturdu.
Belém’deki zirveye gölge düşüren rapor
Germanwatch raporunun yayımlandığı günlerde, Brezilya’nın Belém kentinde küresel iklim zirvesi devam ediyor. Aynı zamanda Filipinler, yeni bir tayfunun neden olduğu büyük yıkımı onarmaya çalışıyor.
Germanwatch temsilcisi Laura Schäfer, “Filipinler gibi ülkeler artık aşırı hava olaylarına çok daha kısa aralıklarla maruz kalıyor. Bir tayfun büyük bir alanı yıkıyor, insanlar yeniden inşa ediyor; iki hafta sonra yenisi geliyor” sözleriyle durumu özetledi.
En kırılgan ülkeler listesi
Son otuz yılda Myanmar, Honduras ve Dominika, aşırı hava olaylarından en ağır darbeleri alan ülkeler oldu. 2008’de Myanmar’daki Nargis Kasırgası yaklaşık 140 bin kişinin ölümüne neden olurken, 2017’de Hurrikan Maria, Dominika’da büyük yıkım bıraktı.
Rapora göre, yoksul ve gelişmekte olan ülkeler risk sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor; ancak ABD, Fransa, İtalya ve İspanya gibi gelişmiş ülkeler de etkilerden ciddi biçimde pay alıyor.
Almanya da risk altında
Schäfer, Almanya’nın uzun süredir “en çok etkilenen ülkelerin ilk çeyreği” içinde bulunduğunu belirterek, ülkenin uzun dönem endeksinde şu anda 29. sırada yer aldığını söyledi.
2003, 2018 ve 2020 yıllarındaki sıcak hava dalgalarının Almanya’da yaklaşık 8.700 can aldığı hatırlatıldı. Bu durum, yüksek gelirli ülkelerin dahi iklim krizinin etkilerinden tamamen korunamadığını ortaya koyuyor.
“Daha sıcak bir dünya, daha tehlikeli fırtınalar”
Endeksin ortak yazarlarından Lina Adil, tropikal siklonların daha sıcak bir atmosferde daha güçlü hâle geldiğini vurguladı. Adil’e göre, Belém’deki zirveye gönderilen mesaj açık:
“Emisyonlar hızla düşürülmeli, zarar ve kayıplar telafi edilmeli, uyum önlemleri hızlandırılmalı.”
İklim adaleti çağrısı
Germanwatch, raporda iklim krizine en az katkı yapan ülkelerin en ağır sonuçlara maruz kaldığını vurguluyor. Schäfer, “Küresel Kuzey ülkeleri, örneğin Almanya, bu etkilerle başa çıkmada gelişmekte olan ülkelere destek vermek konusunda tarihsel bir sorumluluğa sahip” dedi.
Ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı’nın bu yılki görüşüne atıfta bulunarak, gelişmiş ülkelerin mali destek sağlama yükümlülüğünün sadece ahlaki değil, hukuki bir zorunluluk haline geldiğini hatırlattı.
Veri kaynakları ve sınırlar
Germanwatch, endeksini EM-DAT Uluslararası Afet Veri Tabanı, IMF ve Dünya Bankası verileriyle oluşturuyor. Kuruluş, verilerin iklim değişikliğinin doğrudan payını ölçmediğini, ancak ülkelerin afetlere karşı ne kadar kırılgan olduğunu güçlü biçimde ortaya koyduğunu belirtiyor.
Bilim çevreleri de aynı fikirde: İklim değişikliği, artık yalnızca geleceğin değil, bugünün aşırı hava olaylarını da daha sık ve daha yıkıcı hale getiriyor.
YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)


