
Almanya’da depolama üniteli tak-çalıştır balkon güneş panelleri son yıllarda adeta patlama yaşadı. Ucuzlamaları, kolay kurulmaları ve elektrik faturasını hissedilir biçimde düşürmeleri sayesinde üç yıl içinde ülkede bir milyondan fazla mini sistem kuruldu. Yeni trend, bu sistemlerin batarya depolama üniteleriyle birlikte alınması; böylece gün içinde üretilen elektrik daha sonra da kullanılabiliyor.
Küçük modüller, yüksek verim
İki metrekareyi aşmayan modüllerden oluşan sistemlerde en fazla dört panel kullanılabiliyor. Teknik açıdan sıradan bir ev aleti kadar güvenli kabul edilen bu mini kurulumlar, elektrik akışının hem eve hem şebekeye doğru ilerlemesine olanak tanıyor. Düşen bileşen fiyatları sayesinde depolamasız sistemler yaklaşık 200 avrodan başlarken, dört modüllü ve bataryalı setler 1000 avronun altında temin edilebiliyor.
Kısa amortisman süresi, ucuz elektrik
Almanya’da şebeke elektriği ortalama 40 sent/kWh seviyesine ulaşırken balkon sistemlerinin ürettiği elektriğin maliyeti 7–15 sent arasında. Berlin Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’na göre bu sistemler dört ila yedi yılda kendini amorti ediyor; sonrasında üretilen elektrik neredeyse bedavaya geliyor. Panellerin 30 yılı aşan kullanım ömrü, bataryaların ise 10–15 yılı bulan dayanımı ekonomik cazibeyi artırıyor. Uzman Volker Quaschning, dört modüllü depolamalı bir setin iki kişilik bir hanenin elektrik ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılayabildiğini belirtiyor.
Neden Almanya açık ara önde?
Yuma CEO’su David Breuer, tak-çalıştır sistemlerin en çok Almanya’da satıldığını vurguluyor. Bunda düşen fiyatların, teknolojik gelişmelerin ve siyasetin güçlü desteğinin payı büyük. 2023’ten beri özel güneş sistemlerinden KDV alınmıyor. Ayrıca Ekim 2024’ten bu yana kiracılar ve apartman sahipleri, bu modülleri balkonlarına izin almadan ve elektrikçi çağırmadan takabiliyor. Almanya’da azami modül gücü 2000 watt; AB’nin çoğunda ise ev ağına doğrudan 800 watt’a kadar beslemeye izin veriliyor.
Dünyadan yoğun ilgi: Model Almanya’dan çıktı
Alman Güneş Enerjisi Birliği uzmanı Thomas Seltmann, tak-çalıştır modelinin Almanya’da geliştirildiğini ve şimdi birçok ülkenin ilgisini çektiğini söylüyor. Kısa süre önce Tokyo’dan bir heyetin sistemi incelemek için Almanya’ya geldiği, benzer bir merakın AB ülkelerinin yanı sıra Brezilya ve ABD’de de arttığı belirtiliyor.
Enerji dönüşümünde vatandaşın payı
Ülke, 2045’te iklim nötr olmayı hedefliyor. DIW enerji uzmanı Prof. Claudia Kemfert, balkon sistemlerinin bu tarihe kadar Almanya’nın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 2’sini karşılayabileceğini belirtiyor. Kemfert’e göre bu sistemler, yalnızca teknik katkı sağlamıyor; halkı enerji dönüşümünün aktif bir parçasına dönüştürerek maliyetleri düşürüyor, fiyat dalgalanmalarına karşı daha fazla bağımsızlık sunuyor. Böylece kiracılar da kendi temiz enerjilerini üretebiliyor.
Satın almadan önce doğru hesaplama şart
Solarförderverein Deutschland danışmanı Tobias Otto, sistem seçmeden önce modül sayısı, balkonun güneşlenme açısı, yıllık elektrik tüketimi ve panel eğimi gibi değişkenlerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Üç-dört modüllü sistemlerde akıllı kontrol ünitesine sahip bir bataryanın genellikle mantıklı bir yatırım olduğu belirtiliyor. Bu akıllı üniteler, evin anlık elektrik ihtiyacını ölçerek bataryanın yalnızca gerekli miktarda enerji vermesini sağlıyor.
Kalitesiz ürünlere karşı uyarı
Depolamalı bazı sistemler elektrik kesintilerinde acil güç sağlayabiliyor ve birçok batarya dış mekâna kurulabiliyor; ancak aşırı sıcak ve soğukta verim düşebiliyor. Uzmanlar, piyasada çok sayıda sorunlu ürün bulunduğu konusunda hemfikir. Thomas Seltmann, özellikle markasız ve çok ucuz setlerden kaçınılmasını, mümkün olduğunca güvenilir satıcılardan alışveriş yapılmasını öneriyor.
YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)



