Hollanda’da İş yerlerinde hastalık nedeniyle işe devamsızlık oranı yüksek kalmaya devam ediyor. Stres kaynaklı şikâyetler, grip ve soğuk algınlığı bu durumun başlıca nedenleri olarak öne çıkıyor. Yaklaşık bir milyon çalışana hizmet veren iş sağlığı kuruluşları ArboNed ve HumanCapitalCare’in paylaştığı veriler, tablonun önümüzdeki dönemde de işverenler için önemli bir sorun olmaya devam edeceğini gösteriyor.
HABER: A. Hamit Sürmeneli
Kasım ayında hastalık izni oranı yüzde 5 olarak kaydedildi. Bu oran ekim ayıyla aynı seviyede. ArboNed ve HumanCapitalCare’e göre bu veriler, işverenlerin gelecek yıl çalışanların hastalık nedeniyle işten uzak kalmasına daha fazla odaklanması gerektiğine işaret ediyor. Kuruluşlar, şirketlerin hastalıkları önlemeye, erken destek sunmaya ve daha iyi iş birliğine yönelmesi gerektiğini vurguluyor.
Yılın başında rekor düzeyde hastalık izni
Yıl, olağanüstü sayıda hastalık bildirimiyle başladı. Şubat ayında son dört yılın en yüksek seviyesi ölçüldü. Bu artışta özellikle grip benzeri şikâyetler etkili oldu.
Yaz aylarında, tatil dönemlerinin de etkisiyle, hastalık izni oranı görece istikrarlı seyretti ve yaklaşık yüzde 4,5 seviyesinde kaldı. Yaz sonrasında ise yeniden artış görüldü. Eylül ayında hastalık bildirimleri ağustosa kıyasla yüzde 70’in üzerinde arttı. Bu yükselişte yine grip vakaları belirleyici oldu.
Buna ek olarak, stresle ilişkili uzun süreli hastalık izinleri yıl boyunca düzenli olarak artış gösterdi. Sonbaharda kısa süreli hastalık izinleri de yükseldi. Ancak ArboNed ve HumanCapitalCare, kasım ayı verilerinde henüz belirgin bir grip salgınına dair net bir işaret görmediklerini belirtiyor.
Hastalık günlerinin dörtte biri stresle bağlantılı
Grip ve benzeri rahatsızlıklar genellikle birkaç günlük iş gücü kaybına yol açarken, stres kaynaklı şikâyetler çoğu zaman aylar süren devamsızlıklarla sonuçlanıyor. Uzun süreli hastalık izinlerindeki artış özellikle dikkat çekiyor. Stresle ilişkili devamsızlıklar son beş yılda yaklaşık yüzde 36 oranında yükseldi.
Günümüzde her dört hastalık izni gününden biri stresle bağlantılı. Aynı zamanda ortalama hastalık izni süresi de giderek uzuyor. Kısa ve uzun süreli devamsızlıkların bu birleşimi, özellikle birden fazla çalışanın aynı anda işten uzak kalması durumunda, kurumlar üzerindeki baskıyı artırıyor.
Bu durum küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha da büyük sonuçlar doğurabiliyor. Uzun süreli hasta olan tek bir çalışanın bile planlamayı, iş yükünü ve iş sürekliliğini ciddi biçimde zorlayabildiği belirtiliyor.
“Stresin tek bir nedeni yok”
ArboNed’de iş yeri hekimi ve tıbbi işler direktörü olan Redmer van Wijngaarden, stres kaynaklı devamsızlığın yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda yapısal bir organizasyon meselesi olduğunu vurguluyor.
Van Wijngaarden’e göre stresin çoğu zaman tek bir nedeni bulunmuyor ve her bireyde farklı etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkıyor. İş yükü, özel hayat ve toplumsal gelişmeler giderek daha fazla iç içe geçiyor. Sürekli ulaşılabilir olma kültürü, iş gücü piyasasındaki daralma ve geleceğe dair belirsizlikler bu faktörler arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu unsurların bir araya gelmesinin sorunu hem daha karmaşık hem de daha acil hale getirdiğine dikkat çekiyor.
YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)
