Almanya’da, 3 gün önce gece ülkenin farklı noktalarında meydana gelen irili, ufaklı “isyan” hareketleri, Alman basınının gündeminde…
Almanya, 3 gün önce akşam saatlerinden hava ışıyana kadar, yorucu bir yılbaşı gecesinin etkilerini hissetti.
Haftalar öncesinden farklı eyalet ve şehirler için artırılan yoğun güvenlik önlemlerine rağmen, birçok olumsuz olay engellenemedi. Alman polisi, tedbirlerin belli ölçülerde işe yaradığının altını çiziyor ancak bu yine de onları saldırıya uğramaktan ve suçlu peşinde koşmaktan alıkoyamadı.
Polis tarafından, özellikle kutlamalarda havai fişek kullanımına ilişkin propaganda videoları üretilmiş, neredeyse bir gelenek halini alan ve her yılbaşı tekrarlanan “havai fişekli isyanların” önüne geçilmek istenmişti. Alman vatandaşları, yerel yasak bulunmayan bölgelerde de havai fişeklerin kötü niyetli kullanımına karşı uyarılmıştı. Aksi halde “gerekli adli tedbirlerin uygulanacağı ve ‘suçluların’ yargı önünde hesap vereceği” hatırlatılmıştı.
Ancak işe yaramadı…
Ülkenin farklı noktalarında görevli çok sayıda polis ekibi, havai fişekli saldırıların odağı haline geldi. Ülke genelinde yüzlerce kişinin gözaltına alındığı kaydedilirken, saldırılardan acil servis ve itfaiye ekipleri de üzerine düşeni aldı.
BAŞKALDIRI MI
Polis karşıtlığı dünyanın hemen her yerinde, kolluğun “otorite ve hükümetleri” çağrıştıran varlığı nedeniyle kendisini yeniden üretebiliyor. Amacı, mevcut düzenin “sorunsuz işlemesini” sağlamak olan yargıya, fiziki destek sağlamak üzere görevlendirilen kolluk kuvvetleri, toplumsal tepkilerin odağı haline gelebiliyor. Yasal ya da yasa dışı organizasyonlar, politik tepkilerini dile getirmenin bir yolu olarak kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya kalış yöntemini tercih edebiliyor.
Peki Almanya’daki karşı konumlanışın nedeni ne?
Ekonomik krizin her geçen gün daha hissedilir hale geldiği ülkede, devlete ya da düzene bir başkaldırı mı?
Kimliği belli organizasyonların bu konuya nasıl yaklaştıklarına dair değerlendirmeler yapmak mümkün. Ancak dün yaşanan saldırıların önemli bir bölümünde, “örgütlü” ve “bilinen” bir organizasyonun izine rastlanamıyor. Tam da bu noktada Almanya’da bazı toplumsal kesimlerin, kolluğu hedef haline getirmesi, ülkedeki işleyişten memnuniyetsizliğin bir dışavurumu olarak okunabiliyor.
Toplum, devlete ve doğalında üniformasında devletin bir yansımasını gördüğü polise olan saygısını kaybetmiş olabilir mi?
Almanlar bu soruya yanıt arıyor…
(ARTI49)