Bundan 13 yıl önce başlayan bir hikaye tüm dünyada yankı buldu. Sevginin bağı ülke sınırlarını aştı ve dünya sınırlarına dayandı. Yaren leylek ile Adem amcanın inanılmaz hikayesine dünya medyasının yanı sıra geçtiğimiz günlerde Hollanda basını da geniş yer verdi.
Bundan tam 13 yıl önce bir süt ürünleri fabrikasında çalışan Adem Yılmaz, tüm Türkiye’nin hitap ettiği şekliyle Adem amca emekli olduktan sonra Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Eskikaraağaç Köyü’ne döndü ve baba mesleği olan balıkçılığa başladı. İşe başladığı ilk yıllarda kayığına konan bir leyleğe balık atıp karnını doyuruyordu. Kayığa konan leylek, köye yazın gelip kışın gidiyordu. Adem amca ise kendisine köyün leylekleri geliyor sanıyordu, kayığına hep Yaren’in konduğundan habersizdi. İkili arasındaki bu iletişim sessiz bir şekilde sürdü. Ta ki Yaren Leylek’in Adem amcanın kayığına konmasından 5 yıl sonra Kuş Gözlemcisi Alper Tüydeş hikâyeye dahil olana kadar.
Tüydeş, Yaren Leylek ve Adem amcanın buluşmasını 5’inci yılda fotoğraflayıp sosyal medya hesaplarında paylaştı. “Ardından ülke sınırlarına yayıldı, daha sonrasında tüm dünyaya mâl oldu. Yerli ve yabancı kuş gözlem ve doğasever gruplarında her yıl Adem amca ile Yaren Leylek sıkça paylaşılır hale geldi. Ünü tüm dünyaya mâl oldu. Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil eden çok güzel bir sembole dönüştü” diyen Tüydeş, Yaren Leylek ile Adem amcanın ilişkisinin insan ve doğa arasındaki bağın sembolü olduğunu söylüyor.
LÜTFEN KANALIMIZA ABONE OLMAYI unutmayın https://www.youtube.com/@UfukMedia
Yaren’le ilgili en sevdiği cümlelerin ‘Türkiye’de 4. cemre Yaren’dir’, ‘Yaren gelmeden bahar gelmez’ olduğunu belirten Alper Tüydeş, 7 yıldır Adem amca ile Yaren Leylek hikâyesine dahil. Her sene gelişini, gidişini ve yavrularını fotoğraflıyor. Bu güzel ilişkinin 5’inci yılından sonra bambaşka bir boyuta geçtiğini belirten Tüydeş, Yunanistan’da Adem amca ile Yaren Leylek’in hikâyesinin gölge oyunu olarak canlandırıldığını, Avusturya ve Almanya’da ders kitaplarına girdiğini ve şu an Türkiye’de de ders kitaplarında Yaren’e yer verildiğini söyledi.
Yönetmenliğini Burak Doğansoysal’ın yaptığı ve birlikte yazdıkları bir senaryo üzerinden Adem amca ile Yaren Leylek’in belgesel filmini yaptıklarını söyleyen Tüydeş, devamında şu ifadeleri kullandı: Bu hikâye tüm dünyaya yayıldıktan sonra Karacabey Belediyesi tarafından heykelleri yapıldı. “Köye gelenler yanında fotoğraf çektiriyor. Hikâyeyi de diri tutuyor, köye çok farklı bir hava kattı. Belediye başkanına ayrıca teşekkür etmek istiyorum çünkü genelde bu tür saygı heykelleri kişiler öldükten sonra yapılır. Ne mutlu ki Adem amca yaşarken böyle bir heykeli, anıtı oldu” diyen Tüydeş, böyle bir hikâyenin baş kahramanlarından biri olmaktan övünç duyduğunu söyledi.
Peki Yaren’in Adem amcanın kayığını seçmesinin özel bir sebebi var mı? Bu soruya “Leyleklerin bu köyü seçmesi gibi bir durum olabilir. Çünkü Yaren istisna bir durum. Yaren üzerinden genelleme yapamayız” diyen Tüydeş, Yaren’in geldiği Eskikaraağaç Köyü’nün Türkiye’nin Avrupa leylek köylerini temsil eden bir köy olduğunu söyleyerek, “Uluabat Gölü kendisiyle değil, gölün çevresindeki uygun habitatıyla leyleklerin göç rotasında; hem üreme hem konaklama hem de dinlenme ve beslenme alanı. Uluabat kıyısı ve Eskikaraağaç Köyü bir yandan leylekleri ağırlayan, bir yandan Avrupa’ya giden leyleklerin geçerken mola verdikleri bir yer. Evi burada olan kalıyor, evi uzakta olan da birkaç yıl kaldıktan sonra devam ediyor. Bu bölge her yıl 10 binlerce leyleğe geçici de olsa ev sahipliği yapıyor” dedi.
LÜTFEN KANALIMIZA ABONE OLMAYI unutmayın https://www.youtube.com/@UfukMedia
Yaren Leylek ile Adem amcaya olan ilgiyi, “İnsanlar, hikâyesi olan şeylere daha fazla ilgi duyuyorlar. Her yıl üzerimizden neredeyse yüz binlerce leylek geçiyor ama bunların içerisinde hikâyesini bildiklerimiz daha çok tutuyor” diyerek yorumlayan Tüydeş, çektiği fotoğraflardan anlam çıkartmayı sevdiğini, bunun da insanların dikkatini çektiğini ve ‘Leylek Jonas’, ‘Yaren’, ‘5 Numara’ hepsini hikâyesiyle anlatmanın güzel olduğunu söyledi.