PIKNIK

Peki, ya biz günah keçileri olmasaydı?

Yayınlama: 24.09.2009
A+
A-

Her şeyin yaz tatilinden sonra daha güzel olacağını umut ederken bir de ne görelim! Holdinglerin ve bankaların meydana getirdiği krizin faturası biz göçmenlere kesilmek isteniyor. Bu konuda hazırlıklar yapıla dursun, ben yine geçmişe bir göz atma gereğini  duydum.

Önce günah keçisinin ne anlama geldiğine bakalım. Günah keçisi; suçsuz olduğu halde başkalarının suçunu yüklenen kişi, ya da topluluğa verilen isimdir. Bu anlamda; Her ekonomik krizde olduğu gibi yedek lastik misali göçmenler, bir kez daha  günah keçisi olarak kamuoyuna sunulmaya başlandı. Güya, ekonomik krizi geçiştirmek için bazı ekonomik ve sosyal tebdirler alınmak isteniyor M U Ş. Ne yani! Ekonomik krize biz mi sebep olduk şimdi?

Eylül ayının 3. Salı günü açıklanan 2010 yılı bütçesi (troonrede) 2010 yılı ve daha sonrası için bir dizi ekonomik kısıtlamalar içermekte. Bunların içerisinde en ilginç olanı ise, göçmenlerin var olan haklarını kısıtlamayı amaçlayan ve yaşam haklarını engelleyen bir dizi tebdirler alınması yönünde. Yani demem o ki; birileri bu ülkede yaşayan biz göçmenlerin yaşamlarını zorlaştıran ve uyum sürecini engelleyen tasarruf kararları, uzun yıllar büyük bir emekle elde edilen kazanımları bir çırpıda yok etmeye çalışıyor.

 

Nedir bu hazırlanan ve alınmak istenen kararlar?

Türkiye’ye gönderilen çocuk paralarının Türkiye geçim standartlarına göre düzenlenmesi. Bu uygulama ile daha az çocuk parası ödemek amaçlamaktadır. Oysa, bugün Türkiye’de çocukların; yaşam, geçim, giyim ve eğitim standartları 20 yıl öncesinde alınan karara göre kıyaslanmayacak derecede yükselmiş olduğunu rahatlıkla söylebiliriz. O halde, daha fazla miktarda çocuk parası ödenmesi gerekirken bu da ne demek oluyor şimdi?







 

Aile birleşimi

Sanki Hollanda’daki göçmenlerin veya yerli Hollandalı ların başka sorunu yokmuş gibi aile birleşimi ile ilgili görüş ve öneriler devam etmekte. Bu konuda Hollanda Hükümeti bazı tebdirler alınacağının sinyalini verdi bile.

Peki nedir bu yeni kısıtlamalar?







Görüldü ki aile birleşimiyle Hollanda’ya yerleşmek isteyen göçmenler uyum sınavında % 95 başarılı olmaktadırlar. İlki bu sınavın zorlaştırılması yönünde. Sonra, Hollanda’ ya gelecek gelin ve damatların en az orta derecede bir meslek eğitimine sahip olmaları istenecek. Ayrıca yakın akraba ile evlenen göçmenlerin Hollanda’ya aile birleşimi ile gelmelerine izin verilmeyecek. Bunun sağlanması tabi ki Hollanda Medeni Kanunu’nda değişiklik yapılmasıyla sağlanabilinir. Böyle bir yasanın çıkması ise pek kolay olmayacaktır. Başka bir anlamda Türkiye’de yakın akrabası ile evli olan birisi Hollanda’da evli sayılmayacaktır ve bu durum ulusal yasal zorlukları ve bir çok olumsuzlukları yanında getirecektir. Bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Sınırlı var olan çifte vatandaş uygulaması

Son yıllarda kısmen çifte vatandaşlığı mümkün kılan, opsiyon (seçme) yoluyla Türk vatandaşlığının yanında, Hollanda vatandaşlığını kabul etmeyi mümkün kılan yasal imkan ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Oysa bu yasa Hollanda’ya uyum sürecini hızlandıran en önemli yasalardan bir olarak kabul görmekteydi.

Bizden uzun yıllar yüksek oturum harcı mı alındı ?

Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı, Hollanda’da ikamet eden Türk vatandaşlarından alınan yüksek oturum harçlarının, AB vatandaşlarından talep edilen (41 Euro) harç bedelinden daha yüksek olamayacağını kararlaştırdı. Göç ve Vatandaşlık Dairesi (IND ) ise bu konuda Danıştaya ( De Raad van State) tavsiyesini soracağını ve ondan sonra belirli bir karar alacağını açıkladı. Bu durumda harçlar eski uygulamasıyla devam etmektedir.

Geri Dönüş Yasası (Remgratiewet )

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde eşi bulunmayan ve faydalanmak isteyenler için iyi bir uygulma olan geri dönüş yasası ile ilgili kabinenin önümüzdeki dönemde bazı araştırmalar yapacağı ve Parlamentoya bilgi vereceği raporlarla belirlenmiştir. Daha önce yapılan bir araştırmada, her geri dönen kişiden Hollanda devletinin 10.000 Euro kazancı olduğu ortaya çıkmıştı. Çocuk parasını Türkiye geçim standartlarına göre düzenlemek isteyen hükümet, insallah  geri dönüş yasasını daha da iyileştirerek devamını sağlar.

Göçmnelerin Hollanda’ya katkıları

Hollanda Meclisi’nde bir parti grubu göçmenlerin Hollanda’da gelir ve giderlerinin araştırılmasını istedi ve bu önerge kabine tarafından uygun görülmedi. Allah’tan uygun görülmedi. Çünkü Hollanda’da refah içerisinde yaşamak ancak gerçek bir demokrasi ve eşit haklarla mümkün olabilir. Kaldı ki göçmenlerin bu ülke ekonomisine katkıları nasıl yadsınabinirki. Galiba bunları kendileride gayet iyi biliyorlar ama aptal şeçmenlerin oylarını alabilmek için şaçma-sapan önerilerle de Meclis’i meşgül etmeye devam ediyorlar.

Politik etkinliğimiz yeterli mi?

Hayır kesinlikle değil? Ayrıca Türk toplumu da, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesi ile yaşamını devam ettirerek sürece katkı sağlamıyor. Oysa Türk toplumu;  vakıfları, dernekleri ve federasyonları ile bu konuya daha duyarlı ve etkili olmak zorunda değiller mi?

Ne yapmak gerekir ?

Politik lobilerle karar mekanizmalarını etkileyebilmek gerekli. Bunları kurumlar nezdinde yapamıyorsak en önemli yasal ve vatandaşlık hakkımız olan seçme ve şeçilme hakkımızı iyi kullanarak politikada etkili olabiliriz. Unutmayalım, 9 Mart 2010 tarihinde Hollanda’da belediye meclisi ve daha sonra da parlamento şeçimleri var. Tabi ki bizlerinde, yaşam ve insan haklarımızı kabul etmeyerek bir bir elimizden alan politik partilere karşı oyumuzun rengini belirterek, bazı yasal haklarımızı yeniden almak için protesto etmek gibi demokratik bir hakkımız var! O halde unutmayın! Seçimler yaklaşıyor. Eskilerin araştırmadan kalıplaşmış particilik anlayışından soyutlanarak; ayrımcılık yapmayan, Ankara Antlaşması gibi bazı antlaşmaların altına atılmış imzalara saygı göstererek hak ve hukukumuza saygı gösteren partileri şimdiden araştırsak diyorum. “Var mı böyle bir parti?” demeyin. Bana sorarsanız var. Artık onu da siz bulun!

 

Değerli düşünce ve önerilerinizi nsucu@orange.nl adresime bekliyorum. Hoşçakalın.

Simytech     Sifa