Murat Yakar – ALMELO
Programa yoğun katılım
Yunus Emre Camii’nde düzenlenen etkinliğe, T.C. Deventer Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Mücahit Karagöz ve Başkonsolosluk Özel Kalem Müdürü Hasan Şenok’un yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Etkinlik, göçmenlerin geçmişine ve bugünkü toplumsal etkilerine dair farkındalık oluşturmayı amaçladı.
Anlamlı konuşmalarla göçmenlik hikâyelerine yolculuk
Program kapsamında gazeteci Burhan Carlak, IMEAN bakım organizasyonu sahibi Sevilay Dallı ve Stichting Laudio Vakfı’ndan Lubert Priems birer konuşma yaptı. Carlak, işçi göçmenlerin Hollanda’daki kültürel ve toplumsal etkilerini ele alırken, katılımcılardan duygu ve düşüncelerini alarak etkileşimli bir oturum gerçekleştirdi.
Burhan Carlak: “Her hikâye bir ders, her ders bir iz bırakır”
Etkinlikte konuşan gazeteci Burhan Carlak, göçmenlerin Hollanda’daki varlıklarının yalnızca ekonomik katkılarla değil, aynı zamanda kültürel zenginlikleriyle de derin izler bıraktığını belirtti. Carlak, katılımcılara şu soruyu yöneltti:
“Bugün burada, 60 yıl önce gelen bir neslin hikâyesini konuşuyoruz. Peki, bu hikâyeler sadece geçmişin bir parçası mı, yoksa bugünkü varlığımızın temeli mi? Her hikâye bir ders, her ders bir iz bırakır. Sizce bu izleri nasıl yaşatmalıyız? Yaşlılık ve ihtiyarlık arasındaki fark nedir?”
Carlak’ın bu sorusu, katılımcılar arasında derin bir düşünce uyandırdı. Pek çok kişi, kendi hikâyelerini paylaşarak duygusal bir bağ kurdu.
Yaşlı bakımında kültür ve dilin önemi – Sevilay Dallı: “Kendimizi evimizde hissedebiliyor muyuz?”
Etkinliğin dikkat çeken bir diğer bölümünde, IMEAN bakım organizasyonu sahibi Sevilay Dallı, yaşlı Türk göçmenlerin Hollanda’daki bakım sisteminde kendilerini ne kadar rahat hissettiklerini tartışmaya açtı. Yaşlı katılımcılar, kendi deneyimlerini paylaşarak bakım sistemine dair düşüncelerini aktardı.
Dallı, oturum sırasında şu ifadeleri kullandı:
“Yaşlılarımızın en büyük ihtiyacı, kendilerini evlerinde gibi hissetmek. Dil ve kültür, bu hissin en önemli unsurları. Sizlerin deneyimleri bize yol gösterecek. Kendimizi evimizde hissedebiliyor muyuz? Eğer hissedemiyorsak, bunu nasıl başarabiliriz?”
Katılımcılar, Dallı’nın bu çağrısına yanıt olarak kendi deneyimlerini paylaştı ve Hollanda’daki yaşlı bakım sistemine dair çeşitli önerilerde bulundu. Dallı ayrıca, yaşlıların karşılaştığı sağlık sorunları ve bu sorunlara yönelik çözümler üzerine bir sunum gerçekleştirdi.
Meral teyze’nin ses dolabı: kültürel bir miras projesi
Etkinlikte, Stichting Laudio Vakfı tarafından hazırlanan Meral Teyze’nin Ses Dolabı adlı özel eser de sergilendi. Bu ses dolabı, Kayserili Meral Teyze’nin göç hikâyesini ve Hollanda’daki yaşamını sesli anlatılarla bir araya getiriyor. Ziyaretçiler, dolabın kapaklarını açarak Kayseri şivesiyle anlatılan hikâyeler aracılığıyla geçmişe duygusal bir yolculuk yaptı.
Lubert Priems: “Meral Teyze’nin ses dolabı bir köprü”
Priems, projenin yalnızca bir hatıra değil, aynı zamanda farklı kültürler arasında bir köprü olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Meral Teyze’nin Ses Dolabı, bir göç hikâyesinin ötesinde, kültürel bir diyalog aracı. Bu proje, geçmişle gelecek arasında bir bağ kuruyor. Her kapak açıldığında, ziyaretçiler sadece bir hikâye değil, aynı zamanda bir yaşamın derinliklerine tanıklık ediyor.”
Priems ayrıca, dolabın tasarımında Kayseri kültürünü yansıtan unsurlara özellikle önem verdiklerini ve dilin yaşlı bireylerin ruhsal sağlığı üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurduklarını belirtti.
Dil ve kültürün yaşlılar üzerindeki etkisi
Meral Teyze Ses Dolabı, Türk göçmenlerin kültürel kimliğini korumanın ve dilin yaşlı bireylerin ruhsal sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini vurguluyor. Dolap, Meral Teyze’nin çocukluk yıllarından Hollanda’ya göç deneyimlerine, huzurevindeki yaşamına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan hikâyelerle ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sundu.
Sanat ve müzikle zenginleşen etkinlik
Etkinlik, Neyzen İzzeddin Cengiz Özdemir’in büyüleyici ney konseriyle sanat dolu bir atmosfere büründü. Katılımcılar bu mistik müziği büyük bir ilgiyle dinledi. Özdemir’in ebru sanatı performansı ise etkinliğe görsel bir şölen kattı ve program bu sanatsal dokunuşla son buldu.
Göçmenlik mirasının geleceğe aktarımı
Bu anlamlı etkinlik, birinci nesil göçmenlerin kültürel mirasını yaşatma ve bu mirası gelecek nesillere aktarma hedefiyle düzenlendi. Katılımcılar, etkinlikten derin bir duygusal etkiyle ayrılarak, göçmenlerin hikâyelerine bir kez daha tanıklık etti.
YASAL UYARI: Haberlerimizi izin almadan ve link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır.©ufuk.nl
HABER: Murat Yakar / Ufuk Media Grubu Haber Merkezi