BIST 100
11.313,06 0,23%
DOLAR
42,7347 0,06%
EURO
50,2057 0,08%
GRAM ALTIN
5.941,31 -0,37%
FAİZ
37,90 -0,24%
GÜMÜŞ GRAM
90,75 -0,62%
BITCOIN
87.289,00 1,56%
GBP/TRY
57,0609 -0,14%
EUR/USD
1,1724 -0,14%
BRENT
59,86 0,30%
ÇEYREK ALTIN
9.714,04 -0,37%

Almanya’da stres seviyesi yükseliyor

Reklam
stres-tukenmislik-1
Reklam

Techniker Krankenkasse’nin (TK) yeni araştırması, Almanya’da stresin günlük yaşamın bir parçası hâline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 66’sı kendini sık ya da zaman zaman stresli hissettiğini dile getiriyor. Bu oran, 2013’teki yüzde 57’lik seviyeye kıyasla belirgin bir artışa işaret ediyor. Hiç stres yaşamadığını söyleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 8’de kalıyor.

Kadınlarda stres oranı daha yüksek
Veriler, kadınların erkeklerden daha fazla stres yaşadığını gösteriyor. Kadınların yüzde 71’i stresle karşı karşıya olduğunu belirtirken bu oran erkeklerde yüzde 60. Forsa araştırma şirketi, TK adına Almanya genelinde 18 yaş üzeri 1407 kişiyle görüşerek stres deneyimlerini analiz etti.

Kendi kendine yüklenen baskı ilk sırada
Katılımcıların yüzde 61’i en büyük stres kaynağı olarak, kendilerine koydukları yüksek beklentileri gösteriyor. Okul, üniversite ve iş hayatından gelen baskı yüzde 58 ile ikinci sırada yer alıyor. Siyasi ve toplumsal gelişmelerin stres yarattığını belirtenlerin oranı yüzde 53, boş zamanlarında bile çok fazla randevu ve yükümlülükten şikâyet edenlerin oranı ise yüzde 43.

Kronik stres sağlık risklerini artırıyor
TK Başkanı Jens Baas, belirli düzeyde stresin doğal olduğunu vurgularken kronik stresin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre uzun süreli stres; kalp-damar hastalıkları, sırt ağrıları ve depresyon gibi fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların riskini yükseltiyor.

Stresle başa çıkma tercihleri farklılaşıyor
Araştırma, erkeklerin gevşemek için kadınlara göre daha sık alkol tükettiğini gösteriyor. Erkeklerin yüzde 36’sı rahatlamak için bira ya da şarap içtiğini söylerken bu oran kadınlarda yüzde 22. Buna karşın kadınlar, yoga gibi rahatlama yöntemlerine daha fazla yöneliyor. Kadınların yüzde 28’i, erkeklerin ise yüzde 11’i stresi azaltmak için yoga yaptığını belirtiyor.

Dijital yükten uzaklaşma ve sınır koyma ihtiyacı
Psikolog Judith Mangelsdorf, insanların sürekli küresel krizlerle meşgul olacak şekilde evrimleşmediğini hatırlatarak, haber ve sosyal medya tüketiminde sınırlar koymanın önemini vurguluyor. Bilinçli “dijital detoks” dönemlerinin zihinsel yükü azaltabileceğini ifade ediyor.

Sosyal bağlar ve hareket dayanıklılığı artırıyor
Mangelsdorf, stresle mücadelede psikolojik dayanıklılığın, yani duygusal direncin kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Güçlü sosyal ilişkiler, düzenli hareket ve doğada vakit geçirmek bu dayanıklılığı destekleyen unsurlar arasında gösteriliyor. Ankete katılanların yüzde 83’ü stres atmak için doğada yürüyüş yaptığını ya da vakit geçirdiğini söylüyor. Yüzde 78’i hobilere zaman ayırdığını ve aynı oranda kişi aile ya da arkadaş buluşmalarının kendilerine iyi geldiğini ifade ediyor. Müzik dinlemek ve yemek pişirmek de birçok kişi tarafından rahatlatıcı etkinlikler arasında yer alıyor.

Küçük ama etkili iyileşme anları
Mangelsdorf, stres yaşayanlara günlük yaşam içinde kendilerine bilinçli olarak “iyi gelecek anlar” yaratmalarını öneriyor. Sevilen biriyle yapılan kısa bir sohbetin ya da güneşte içilen bir kahvenin bile ruh hâlini kalıcı biçimde destekleyebileceğini vurguluyor.

YASAL UYARI: Haber, fotoğraf ve videolarımızı link vermeden kullananlar hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. ©ufuk.nl UMG (Ufuk Media Grubu)

Reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.