Çaresizliğimizle yüzleşiyoruz

Yayınlama: 25.10.2023
A+
A-

Dünyanın gördüğü en sapkın ideolojinin yine dünyanın tüm egemen güçlerinin desteğinde sürdürdüğü katliamlarla tescillendiği günleri yaşıyoruz. Siyonizm yeni nesle kendini takdim ediyor!
Firavun’dan kurtarıcısı Musa(a)’ya ihanet eden, Zekeriya(a) ve Yahya(a)’nın katilleri, İsa(a)’yı elinden kaçırmanın intikamı için katliam yapan, şöhretini peygamber cinayetleri ile yapmış, Muhammed(sas)’e defalarca suikast düzenlemiş bir terör örgütü ile karşı karşıyayız.
Allah(cc)’in kendilerine verdiği nimetlere nankörlük eden, zor zamanlarında kendilerine yardım edenlere ihanet eden, her şeyi ve herkesi amaçları için kullanmakta sınır tanımayan, hukuksuzluk ve zulmün tek kelime ile ifadesi olan Yahudilerle karşı karşıyayız.
İsrail’in savaş suçlarının hesabının yapılmasına bile gerek yok da bunca aşağılık zulmün hesabının sorulduğunu görmek bize de nasip olmadan şu dünyadan göçmeyelim inşaallah.
Şu son 12 günde zilleti iliklerimize kadar hissettik! Çaresizlik nedir bir kere daha anladık!
Yapabildiğimiz tek şeyin meydanlarda toplanmak ve slogan atmak olması da ayrı bir dert ama yerinden kıpırdamadan durmak da ayrı bir eziyet.
Buna rağmen, hiçbir sesi ve sözü hafife almamalı, hiçbir ameli küçük görmemeliyiz zira Allah(cc)’in rahmet ve nusretinin hangi kavli ya da fiili duayı beklediğini bilemiyoruz. Belki küçük bir kibrit gibi yanan bir yürekten çıkan küçük bir dua siyonistleri yakar da kül eder.
Bugün idarecilerimizin acziyeti, alimlerimizin zaafiyeti, halklarımızın çaresizliği velhasıl devletlerimizin gerçekliği ile yüzleşme zamanı. Uluslararası kurum ve kuralların bize geçmediğini anlama zamanı.
Allah(cc)’tan gayrı kimsesi olmayan garipler için tek sığınak dua.
Halen siyasi olarak dünya haritasında yer alan hiçbir devletin bu zulme askeri gücüyle müdahale ihtimalinin olmadığını bizim kadar işgalci siyonistler de biliyor. Bunun yanında bırakın silahlı kuvvetlerini, ekonomik ya da dini etkilerini kullanarak İsrail’e herhangi bir zarar vermeye cesaret edebilen de yok.
Bu vahim tablonun ortasında dünyalık her şeyleri ellerinden alınan Filistinliler ve özelde de Gazzeliler tamamen yapayalnız bırakılmış durumda. Ne İran’ın el altından gönderdiği silahların ne de Türkiye gibi sesi devlet başkanı sebebiyle biraz yüksek çıkan ülkelerin gösterdiği tepkilerin gidişatı değiştirmeye yetmediği de artık kabullenmemiz gereken bir diğer gerçek.
Dünyanın tüm kurumları siyonizme baş eğmiş, tüm devletleri bağımsızlıklarından ödün vermiş halde kurbanlık kuzuların sessizliğinde olanları izliyoruz. Miting meydanlarında atılan sloganlar da olmasa ümmet için ölü raporu verilebilirdi.
Bütün çaresizlik ve acziyetimize rağmen, asla ve asla siyonistlerin üstünlüğünü kabul etmeyecek ve onlara o toprakların yar olmayacağına olan inancımızı koruyacağız. Filistinliler nefes almaya devam ettiği ve o mukaddes topraklara Müslümanların gölgeleri düştüğü müddetçe hiçbir şey bitmiş olmayacak!
Son ferdine kadar can vermeye hazır bir milleti kimse yenemez biiznillah!
Bizim meselemiz ise, nerede durduğumuzla ilgili. Bahanelerin arkasına saklanmadan, olanları olduğu gibi görerek ve kabullenerek, hangimizin nerede bir damla terine, nerede bir damla kanına ihtiyaç olduğunu takip edecek ve imkanlarımız nispetinde garip Müslümanların yaralarına merhem olmaya gayret edeceğiz.
Afaki hayallere dalarak elimizdeki küçük imkanları ertelemeden, her adımı önemseyerek ve mutlaka çok geniş ve uzun vadeli bakışlar ve planlarla bu meseleye sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Evleri başlarına yıkılan, en sevdiklerini kurban veren insanların dahi şikayet etmediği şeyleri dilimize dolamaktan vazgeçeceğiz. Onlar ve yaptıkları hakkında hakkı dillendirecek ve adaletle konuşacağız.
Bir de taraf olacağız! Orta yolcu değiliz biz! Savaş varken ve canlarımız giderken karşıtlığın değil kavganın sırası olduğunu bileceğiz. Zamanı gelen şeyi o anda yapmanın en değerli amel olduğunu unutmayacağız.
Mescidi Aksa’dan ve Kudüs’ten yanayız! Mukaddesatımıza dokunulan bir dünyada rahatımızı düşünecek değiliz. Filistinli değiliz ama Kudüs davası bizimdir ve hatta ilk önce ve herkesten önce bizimdir.
Yeryüzündeki hak-batıl kavgasının ana cephesi Filistin’dir ve bu kıyamete kadar sürecek bir savaştır. Biz kabul etsek de etmesek de, istesek de istemesek de kapımıza gelecektir bu kavga ve bize dokunacaktır.
İncirin ve zeytinin yurdunda yaşıyoruz. Turu Sina yeniden İsrailoğullarının tepesine dikilecek ve onlar yüzükoyun yerlere kapanacaklar! Kuzeyden gelecek güçlü ordular yurtlarını başlarına yıkacak ve onların fesadına son verecektir! (Yeremya 5) Allah’ın kulları şehirlerinin sokaklarında onları arayıp bulacak ve yakalayarak cezalarını verecek ve Rablerinin vaadi geçmişte olduğu gibi yeniden gerçekleşecektir. (İsra 5)







Simytech     Sifa