Hayatın kazananı olmak için 7 gerçek etrafında dönen tılsımlı sözler

Yayınlama: 07.02.2024
A+
A-

Yaşlı adam yıllardır yanında yetişen öğrencisine sorar…

– Kaç yıldır benim yanımdasın?
– 20 yıldır efendim
– Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
– Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçeği öğrendim efendim.
– Ömrün benimle geçtiği halde topu topu 7 gerçek mi öğrendin?
– Evet.







– Söyle bakalım öyleyse neymiş bakalım öğrendiğin bu yedi gerçek?







– Birincisi baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor. Ancak, bunların hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim
kendime. Ki, onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.

– Çok güzel, ikincisi ne bakalım?

– Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları

koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi de ününe tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi
O’na satıp, gönlümü yalnız O’nun sevgisine açtım.

– Devam et!

– İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlâkça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.

– Devam et yavrum.

– Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu kirlerden arıtarak, herkesle dost olup,
huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.

– Sonra?

– Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunu bilip yalnız kendimle savaşarak, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.

– Doğru.

– Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki
kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile.

– Ya yedinci?

– Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ise makamına. Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O’na sığınıp yalnız O’ndan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.

– Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu 7 gerçek etrafında döndüğünü tespit ettim.
Gerçek şu ki: Bu dünya sınav dünyası. Hazır olduğun şey senin için hazırdır, tabi sabredebilirsen.

Yüce Rabbimiz , Hz. Adem’i cenentteki yasak ağaçla, Hz İbrahim’i ateşe atılmak ve evladını kurban etmekle, Hz Musa’yı, Fravun’un zulmü, Hz İsa’yı, inkarcıların öldürme teşebbüslerine maruz karak sınadı. Yakup peygamber, evladı Yusuf’un hasretiyle gözlerini kaybetti. Yusuf (a.s), karanlık kuyu ve zindalara düştü. Eyyüb Peygamber yaraları bedeninin her tarafını saran amansız bir hastalığa tutuldu. Hz. Muhammed’in (s.a.v), oğlu İbrahim on sekiz aylıkken hayata veda etti, evinden yurdundan edildi. Ama hepsi Allah’a sığındı, sabrettiler ve kazananlardan oldular.

Dolayısıya bizler imtihanın nerede ve ne şekilde geleceğini bilemeyiz ve eğer kaybedenlerden olmak istemiyorsak bu yedi gerçekteki tılsımlı sözlere kulak verelim diyorum.

Ne dersiniz?

Vesselam,

Simytech     Sifa