Türk göçmenlerinin % 40’ından fazla bir kısmı fakirlik sınırının altında bir gelirle halen yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Görünen o ki; yeni sosyal gelişmeler ve ekonomik krizle birlikte dar olan cüzdanları daha da daralacak ve sıkmak için kemerlerine yeni delikler açmak zorunda kalacaklar. Son yıllarda kişi ve aileye ait olan sabit giderlerdeki artışlardan sonra, asgari üçretle yaşamını devam ettirmeye çalışan aileler için harcama payları artıdan eksiye geçmiş bulunmakta ve binlerce kişi borç batağınının içerisinde yüzmektedir.
Bu durumun başlıca nedenlerini ise; yüzde 1200 ‘e varan sağlık giderlerinin artışı, gıda ürünlerindeki artışlar, belediye vergileri ve konut giderlerindeki yıllık kira artışları…şeklinde sıralayabiliriz. Hollanda Sağlık Bakanlığının bütçesinde 1 milyar euro açıktan bahsederek, önümüzdeki yılda aile başına ortalama € 300,- euroluk bir ek sağlık primi artışı yapacağını bduyurması da işin cabası.
Bu konuda ki tavsiyeler şu şekilde sıralanabilir;
Borçların affedilmesi ve tasviyesi uygulaması
Belirli bir kesim var olan borçlarını önümüzdeki yıllarda geri ödemeleri mümkün görünmemektedir. Onun içın, aile borçlarının belirli şartlarda ve toplum hizmeti karşılığında var olan borçların affedilmesi mümkün olabilir. Borçları af olan aileler yeniden kapitalist ekonomiye aktif bir şekilde katılıcaklardır. Devletin kredi krizinden dolayı bankalara vermiş bulunduğu 20 milyardan fazla yardımdan daha faydalı olacaktır.
Belediyelerin yeni önlem ve çözüm önerileri
Yerel yönetimler ve belediyelerin çözüm üretmeleri ve fakirlikle mücadele için yeni kaynaklar ve ortaklar bulmaları zorunlu bir hal almıştır. Yeni politikalar ve yeni terçihler yapılarak fakirlikle mücadeleye daha fazla kaynak ayrılmalıdır.
Son yapılan AB Şeçimleri, politik terçihler ve verilen sinyal!
Son yapılan AB seçimlerini, popülist, ırkçı, Türkiye ve Müslüman düşmanlığı temelinde politik söylevleri olan grublar veya partiler kazandı.Basının değerlendirmesi bu, ama işin özünde; aşını, işini ve alıştığı lüksünü kaybetmekten korkan kendini düşünen ben merkezci “Ik “kültürü kazandı. Bu şeçmenin sinyalini iyi anlayıp yeni gerçekçi ülke politikaları geliştirmek gerekiyor.
Göçmenler geleneksel oy verdikleri partilerden vaz mı geçiyorlar ?
Göçmen oyların yıllarca oy verdikleri partilerinden yavaş yavaş vazgeçtiklerini gözlüyoruz. Bunun içınde yeni alternatif partilere yöneliş başladı ve devam edeceğe benziyor. D 66 ve Yeşil Sol bunlardan bir kaçı…
Göçmenlerin D’66 gibi partileri yeniden keşfi olurmu ?
Türkiye AB üyeliğine olumlu, gerçekçi yaklaşımı ve Alexander Pechtold gibi
karizmatik ve güven veren bir parti liderine sahip olan D’66 Partisi Türk toplumunu temsil eden adayları listelerinde bulunduğu sürece, Türk toplumundan yüksek oranda oy alabilecek parti olma yolunda. Brüksel’den esen rüzgarın yönü çoktan bu yönde esmeye başladı bile.
Çözüm eğitim ve iyi bir meslek eğitimi
Fakirlik ve işsizlikle mücadelede çozüm için en önemli faktör iyi bir eğitim ve meslek eğitimidir. İş pazarındaki ırkçılıkla mücadele ve yeni istihdam yaratacak planların hazırlanması iş pazarında var olan ırkçılıkla mücadele, yerel yönetimlerin en önemli görevleri olmalıdır. Bunun için harcanan parayı her zaman geri kazanmak mümkündür.
Katılım ve kabül için gelir ve iş pazarındaki pozisyonumuzun güçlendirilmesi.
Türk Göçmenlerin Hollanda toplumuna katılımı ve kabülü iş pazarındaki kendi pozisyonumuzu güçlendirmekten geçer. Bunu için ülkesel, bölgesel ve yerel yönetimlerin göçmenlere yönelik iş ve ek meslek eğitimi planlarını ve projelerini yeniden yaşama geçirmeleri zorunludur.
Çözüm üretmeyen politik partilere sarı kart gösterilmesi
Göçmen şeçmen, AB Şeçimlerinde iktidar partilerine sarı kart göstererek politik bir
sinyal vermiştir.Bu sinyalın kırmızı karta dönüşmemesi için, politik partiler bir
an önce kendi politik cözümlerini göçmenlere sunmak zorundadırlar.
Türk kurumlarının görevleri ve öncü hizmetleri
Yeni politik çözümleri göçmenlerin öz örgütleri üretebilir mi bilemiyorum. Ama, önümüzdeki dönemde önemli görevleri olduğu da aşikardır. Mart 2010 da yapılacak yapılacak yerel seşimlerde yabancı ve Türkiye karşıtı politikalara karşı şeçim sandıklarına % 100 oranında katılımı tesvik ve organize etmeleri gerekir. Oy kullanmak bir vatandaşlık görevi olduğu kadar, kutsal bir görevdir.
Yeni umutlarımızı, yine yarınlara bıraktık. Güzel bir tatil umuduyla soru ve önerilerinizi nsucu@orange.nl
adresine bekliyorum. Hoşçakalın.