Tarih 27 Şubat dediğinde, Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine damga vurmuş nadide insanlarından birinin ölüm yıldönümü kutlanır. Sevenleri hiç yalnız bırakmaz o insanı.
O insan ki; ölümünden bunca yıl sonra, tarihe düştüğü notlar bir-bir cereyan eden, 100 yıl sonrasını tahmin edebilen bir devlet adamı.
O insan ki; gönüllerde hep başbakan,
O insan ki büyük mücahit, mekan-ı cennet; Necmettin ERBAKAN
Dünya unutmadı ki bendeniz de unutam.
***
Efendim;
O kadar dokunmuştu ki ban; rahmetlinin her ölüm yıldönümünde, bir kişiyi ve bir meseleyi hiç unutmam ve hep hatırlarım. Sözcü gazetesinin yazarı Emin Çölaşan. O Emin ki bilirsiniz, adından mı alışmıştır bilinmez, fazla emin konuşmayı alışkanlık edinmiştir hep. O kadar ki; “Türk lirasından 6 sıfır atılırsa Taksim’de anırırım” diyebilecek kadar emindi bir zamanlar. Türk lirasından 6 sıfır atılalı yıllar oldu. Kulağımıza hala bir ses gelmedi maalesef.
***
Neyse asıl konumuza geleyim:
Bizim bu Emin bey sanki haram ve helalin de olduğunu çokta bilirmiş gibi, “Ordumuza helal olsun” başlığıyla bir yazı kaleme almıştı o zamanlar. Hem de Rahmetli Erbakan Hoca’nın ölümünün hemen akabinde. Hedef Erbakan’dı yani. Ölüye bile saygısı olmayan bu şahsiyet belli ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Erbakan Hoca’nın cenazesine üst düzey katılımını baya bir içerlemiş idi. Yazısında bir yandan komuta kademesini eleştirirken; diğer yandan da ilginç ifadeler kullanıyordu. Hala hafızamda silinmeyen o satırları, hangi köprülerin altından ne sular geçtiğinin bilinmesi babında tarihin sayfalarına bir kez daha not düşmek istedim müsadenizle.
***
Şöyle diyordu yazısında:
“Necmettin Erbakan’ın cenazesi Ankara ve İstanbul’da düzenlenen törenlerle kaldırıldı. Benim gözüm İstanbul’daki törende yer alan görkemli çelenge takıldı: “Türk Silahlı Kuvvetleri” …
Erbakan da her fani gibi bir gün ölecekti. Ama onun ölümü sonrasında Genelkurmay’ın üzüntü bildirisi yayınlayacağını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin cenazetöreninde 1. Ordu Komutanı düzeyinde temsil edileceğini, bazı general ve üst rütbeli subaylar tarafından uğurlanacağını, kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim…
Demek ki ben çok safmışım! Türkiye’de benim gibi düşünen milyonlarca insanımız da çok safmış! Demek artık devir değişmiş…
Türk Silahlı Kuvvetleri, bu ülkede ömrünü şeriat düzeni kurmak için çalışmaya adayan bir siyasetçinin ardından saygı gösterileri yapabiliyormuş. Bir düşünün… Cenaze töreninde Türk ordusunun çelengi!.. O güvendiğimiz Türk ordusunun başındakiler, Erbakan’ın kişiliğinde şeriat düzeni isteyenlere arka çıkıyor, üzüntülerini bildirilerle dile getirip cenazeye çelenkler gönderiyor!…
Demek ki devir değişmiş! Devirle birlikte Türk Ordusu da değişmiş!…
Sevgili okuyucularım, ben bunları anlatmaktan vallahi billahi acizim. Belki ben aklımı yitirdim! Ya da Türkiye’de bazı şeyler öylesine hızlı değişti, bazı kişi ve kurumlar da öylesine devşirildi ki, ben anlamakta aciz kalıyorum! Eğer içinizde bu olanları anlayan varsa lütfen bana mesaj atıp uyarın ki aymazlığımın farkına varayım!”
***
Evet Çölaşan böyle yazmıştı. Ve sonunda da olanları anlayan varsa, “Uyarın da aymazlığımın farkına varayım” diyordu.
Varamazsın kardeşim. Sen bu olanların farkına varamazsın.
Senin de dediğin gibi ‘aklını yitirdin mi?’ bilemiyorum ama, bildiğim şey, bütün bunları, yine senin dediğin gibi anlamaktan aciz olduğundur. Zira yazında Erbakan Hoca için, “Her fani gibi bir gün ölecekti” diyorsun ama sen kendinin ‘fani’ olduğunu ve bir gün toprak olacağını bir türlü göremiyorsun. Ama bak, bu kadar göremediğin şeylerin içerisinde bir şeyi doğru görmüşsün!
Nedir o şey biliyor musun?
O şey, “kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim” dediğin şey. Allah’tan o kurumun içinde hem şeriatın (Allah’ın yolu) ne olduğunu hem de ‘nereden gelip nereye gideceğini’ ve bir gün kendilerinin de toprak olacağını iyi bilen, hem de insanlıktan nasibini almış olan subaylarımız var. Ve Allah’tan siz bunları gerçekten bazen göremiyorsunuz. Doğrusu ve hayırlısı da bu olsa gerek. Yoksa AnimAllah, aman da aman!
Neyse! Son olarak diyeceğim o ki:
O yüce şahsiyeti ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyoruz. Yüce Allah (c.c) o büyük mücahitin mekanını cennet, rahmetini bol eylesin. Öyle zannediyorum ki aradan geçen o kadar yıldan sonra hala aymadıysan “Demek ki ben çok safmışım!” diyerek daha çoook dövünüp duracaksın. Zira senin kalbin bazı şeylerden yoksun olabilir ama unutma ki kalbi ve gönlü zengin insanlarımız hala ve her yerde var. Ve biliyorlar ki senin de zannettiğin gibi devir çok değişti. Hem de çok!
Vesselam,