Kışkırmayacağız, aksine göğüsleyeceğiz

Yayınlama: 28.10.2021
A+
A-

Ve yeniden yeni bir yazımla sizlere merhaba diyorum.

Gurbetçi toplumumuzun neredeyse tamamı bir ‘izin’ ya da ‘tatil’ sezonunu daha geride bırakarak doydukları memleketlerine döndüler.







Kalanların gidenleri adeta kıskandığı Hollanda’dan Türkiye’ye bir insan bedeninin damarlarındaki kan gibi akıp duran gurbetçi trafiğinin en yoğun yaşandığı zaman dilimini geride yani yazı geride bıraktık. Hava ve kara yolları bilmem kaçıncı kez hasretlere, yorgunluklara hatta ufak çaplı gerginliklere şahitlik ettiler.







Dünyanın başka hiç bir yerinde bu denli büyük olarak yaşanmayan karayolu seyahatini tercih edenlerimiz bu yılda yine artık ‘adet’ olduğu üzere Bulgaristan’da hem girişlerde hem ülke içi yollarda hem de çıkışlarda çile ve bir tür işkence yaşadılar. Avrupa Birliği üyeliğinin insanları medenileştirmediğine ve ülkeleri ilerletmediğine tipik bir örnek oldu Bulgaristan.

Öyle ya da böyle, acı ya da tatlı gittik ve döndük. Hem de koronaya rağmen.

Son yıllarda her seyahatimizde daha bir güzelleşen ve daha bir gönlümüzde yer eden memleketin havasını doya doya yaşamış ve önümüzde gelecek olan gri bulutlu gökyüzü ile ayrılmaz parçası yağmurlarla ıslanmaya hazır olarak tekrar buradayız.

ÖLÜM NEREDE EĞLENCE ORADA

Yaz boyu gündem elbette durmadı. Gerek Avrupa gerekse dünyanın geri kalanı bir çok elim hadiseye ve güzelliklerle aynı zaman diliminde muhatap oldu. Bir yanda savaşlar ve ölümler diğer yanda kahkahalar ve eğlenceler. Her zamanki gibi yaşlı dünya yine evlatlarının bu ilginç hayat anlayışına kendisi bile şaşakaldı.

Bir zamanlar dünyanın kimyasal silahların yasal olmadığı ama füzelerin, bombaların ve envai çeşit kurşunların yasal olduğunu konuştuğu Suriye’de yaz boyu kan akmaya devam etti bildiğiniz gibi. Politikacılar yine bebek cesetlerini sakız yaptı ağızlarında ve yine yalnız ve sadece anneler gerçekten ağladı evlatlarının ardından.

Dünyanın vicdanı yine kanamadı; onca mazlum kanına rağmen… 

Halen çoğu ülkede kan ve ölüm kol geziyor. Her gün ajanslara sıradan sayılar gibi ölü sayıları düşüyor. Oysa her bir can kimbilir kaç yüreğe yangın bırakarak düşüyor toprağa…

Belki de tüm yakınlarıyla katledildikleri için ardından bir damla gözyaşı dökeni bile kalmayan ölümler yaşanıyor.

AVRUPA’DA BİLDİK TÖRENLER

Bu kan ağlayan tablonun Avrupa yüzünde ise yine bildik sorunlar ve yine bildik törenler vardı. Körler ile sağırlar, birbirini ağırlar

HOLLANDA’DA KAOS VE BESLENENLERİ

Hollanda özelinde ise korona sonrası minik toparlanmalara rağmen hükümetin açıkladığı ekonomik tedbirler paketi bir tür kemer sıkma politikası olarak karşımıza çıkıyor. Dar gelirli aileleri her ne kadar hükümet aksini söylese de etkileyeceği kesin olan bu paketin belki gelecek yıllarda pozitif sonuçları olabilecektir. Ancak bunu halk değil ekonomistler ancak anlayabilir.

Irkçı hezeyanlarla da desteklenen PVV, her zaman olduğu gibi fazla kulak asmamak gerekiyor.

Bu tür durumlara her daim soğukkanlı olmak ve olası tatsızlık veya provakasyonlarda sağduyulu davranmaya çalışmak en akıllı yoldur. Sahip olduğumuz şartlar gereği ekonomik faturaların en ağırlarını ödeyen toplum kesimi olarak bizler herşeye rağmen bu ülkede sorun çıkaran değil aksine kendisine yönelen saldırıları bile absorbe ederek kışkırtıcıların hesaplarını bozarak bugünlere geldik. Bundan sonra da insani kalitemizi sergilemeye devam etmeliyiz.

Varsın bin bir oyunlarla bizleri kışkırtmaya, meydana çekmeye devam etsinler. Bu zor zamanlar da geçecek ve biz Hollanda toplumunun bir parçası olarak yaşamaya devam edeceğiz. Bu ülkede yaşadığımız sürece iyi ya da kötü zamanların tamamını tüm Hollanda halkıyla birlikte göğüsleyecek ve atlatacağız.

Gelecek günlerin geçmişi aratmaması ve daha güzel günlere kavuşmamız dileğiyle,

Simytech     Sifa