Batı sevdalısı şark kurnazları

Evvela şark kurnazlığ nedir bir tarif edelim.

Benim ve çoğumuzun şark kurnazlığından anladığı şu olsa gerek; ufak tefek şeylerden tasarruf edeyim ve karlı çıkayım derken karşısındakini aldatarak aslında çok daha zarar eden zihniyet.

Bu cepte!

Şimdi bir de kıssadan hisse;

Günlerden bir gün bir tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve saatlerce uğraşın ardından çabası boşa çıkınca kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış.

Tilki bu ya! daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde kuyruğunu neden kestin diye sorıunca,  kuyruğu kesik olan; Böyle kendimi çok mutlu hissediyorum şimdi o kadar mutluyum ki adeta sevincimden havalara uçuyorum demiş.

Bunun üzerine ona inanan diğer tilki de kuyruğunu kesmiş. Fakat mutluluk yerine şiddetli bir acı çekmiş ve hemen kendisini kandıran tilkiye gelip; “Neden bana yalan söyledin çok canım acıdı.” demiş.

Tilki; “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen, onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga geçerler.” demiş.

Bu iki tilki diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar. Böylece tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler. Tabi bununla da yetinmeyip, çoğunluk onlara geçince bu seferde kuyruğu olanlarla dalga geçip onlara eziyet etmeye başlamışlar.

***

Özünü unutan esasında batı ve emperyalizmin sevdalısı olan şark kurnazı bir gürüh son zamanalarda özellikle seçimler yaklaştıkça bir kez daha iyiden iyiye boy göstermeye başladı. Onlara göre batı en iyisi. Ne varsa batıda var ve ellerinde imkan olsa terddütsüz kendileri de sömürecek memleketi. Şakası yok kaçırmazlar o fırsatı. Bahsi geçen bu güruhun insani vasıfları tamamen körelmiş; kimisi yalakacı liberal, kimi dini duyguları uzaktan kumanda ile denetlenilen cemaat üyeleri, kimisi de doğu Anadolu’yu ve Güneydoğu Anadolu’yu Türkiye sınırlarından çıkarmanın doğru olduğu sanan mendebur bir kesim. Hevesleri bir, tutkuları bir, amaçları bir ve bir o kadar da gözleri hakikate kapalı son derece kör.

Sevdaları da batının birkaç yüzyıldır emperyalizm konusunda doğu ülkelerine attığı farktan kaynaklanmaktadır. Hiç şaşırmayın ki kuvvetle ihtimal devir tersine dönünce bir başmışsınız ki bütün karalama kampanyalarını bir kenara bırakıp doğu sevdalısı olup çıkıvermiş bu gürüh. O kadar da dönektirler.

Sonuç olarak: Döneklikle yetinseler iyi. Boşuna anlatmadık yukarıdaki kıssadan hisseyi. Kuyrukları sıkıştığında çare kalmayınca kesiverirler kuyruğu ve sonra da doğruları anlatacağına ötekiler de bana benzesin diye yalana sarılıverirler. Ve diğerleride hemen inanıverirler söylenene. Hiç araştırmazlar gerçeği. Hiç düşünmezler. O güzelim kuyruğun kıymetini bileceğine kesip atıverirler. Sonrada yandığının resmidir işte. İşte böyle çoğalırlar ve böyle türerler batı sevdalıları. Bir de bakmışssın emperyalizmin oyunlarına uşak olup çıkıvermişler.

Şu anda pek para etmez söylenenler; Ancak bir gün gelecek ve o gün illaki gelecek.

Akif’in de dediği gibi; “Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla!”

23Bir de şunu diyor Milli Şair: “Artık ikiyüzlüleri sevmeye başladım çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.”

Gayretleri olmaz bu gürühun. Ancak atalarının yaptıklarından bi-haber heves ve ihtişam merakı içerisinde batının yaptıklarna sadece hayret ederler ve hayran kalırlar. Ve bu hayranlık uğruna bütün gemileri yakıverirler.

Buyrun bir gönderme daha AKif’ten;

“İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece: Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun”

Akif’le devam etmişken onla da noktalayalım madem. Sevdaları o ya.  Tutturmuşlar ya bir batı merakı. Şark kurnazları ya bunlar hani. Ama er ya da geç iflas edeceğinden bi haber: “Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!”

Vesselam,