Hollanda’nın önemli siyasi hareketlerinden biri olan DENK Partisi, Parlamento Seçimleri öncesi büyük bir değişim sürecine girdi. Parti lideri Farid Azarkan’ın siyaseti bırakacağını açıklamasının ardından, yeni liderlik için Stephan van Baarle adaylığını koydu. Van Baarle daha önce DENK’in Rotterdam Anakent Belediye Meclisi’nde grup başkanlığı ve Hollanda Parlamentosu’nda milletvekili olarak başarılı bir performans sergilemişti. Son olarak da DENK parlamento grubu başkanı olarak seçilerek parti içindeki liderlik rolünü güçlendirdi.
DENK Partisi’ndeki liderlik değişikliği ile birlikte, güçlü bir şekilde geleceğe doğru ilerlediği gözlemleniyor. Stephan van Baarle, Tunahan Kuzu ve Farid Azarkan tarafından atılan temeller üzerinde mücadeleye devam edeceğini vurguladı. Aynı zamanda Tunahan Kuzu ve Farid Azarkan liderlik değişikliğini destekleyerek, Stephan van Baarle’ya olan güvenlerini açıkça ifade ettiler ve Kasım’da gerçekleşecek parlamento seçimleri için birlikte çalışacaklarını belirttiler.
Stephan van Baarle, liderlik adaylığını açıklarken ülkenin içinde bulunduğu kritik döneme dikkat çekti. VVD’nin PVV ile birleşerek oluşturmak istediği İslam karşıtı bir koalisyonun, Hollanda’daki müslümanların geleceğini olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Hukuk devletine ve anayasaya olan inancı ile aşırı sağcı kesime karşı durmanın önemini vurguladı. Ayrımcılık, ırkçılık ve İslam düşmanlığına karşı kararlı bir mücadele verilmesi gerektiğini belirterek adaletin hüküm sürdüğü bir Hollanda için yoğun çalışacaklarını dile getirdi. Stephan van Baarle, bu ortamda ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı güçlü bir DENK’e ihtiyaç olduğundan dolayı liderliğe soyunduğunu ifade etti.
Stephan van Baarle yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“DENK Partisi, yıllardır özlemle beklenen ve toplumumuzun güvenle sığındığı tek limandır. Hollanda’nın en dinamik ve en genç siyasi hareketidir. Bu partinin şemsiyesi altında bir araya gelen yüzbinlerce insan, DENK’in haykırışında kendini bulmuştur. Avrupa’da eşi benzeri görülmemiş bir siyasi yapı olan DENK, kuruluşundan itibaren sürekli büyüyen ve kendini yenileyen toplumsal bir harekete dönüşmüştür.
DENK, Hollanda’da konuşulması zor olan konuları cesurca ele alarak dengeleri alt üst etmiş ve biz gibilerin önünü açarak umut olmuştur. Siyasete küsenlerin güvenini kazanmış ve toplumumuzun oylarıyla büyüyen sistem partilerinin seçmene ihanet ettiği gerçeğini gözler önüne sermiştir. Unutulmamalıdır ki bu ağır ihmaller ve ihanetler, DENK’in doğuşuna yol açmıştır.
DENK, kısılmak istenenlerin sesi ve haksızlığa uğrayanların temsilcisi olmuştur. Siyasi sahtekarların ikiyüzlülüklerini ortaya çıkarmış, açık bir biçimde söylenmesi gerekenleri ifade etmiş ve yapılması gerekenleri her daim yapmıştır.
DENK, doğruluk ve cesaretle toplumumuzun kutsal saydığı değerlere sahip çıkarak, Hollanda’nın siyaset sahnesinde önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Değişimin ve adaletin sesi olarak, toplumsal farkındalığı artırma ve daha yaşanalbilir bir Hollanda için mücadele etmeyi sürdürecektir.
Safları sıkı tutup güçlü bir birliktelikle işe koyulalım! Bu sakat gidişata dur demek için şimdi tam zamanı!”