Türk Kimliği…

Yayınlama: 10.12.2023
A+
A-

Türkler kimdir, Türk kimliğinin özellikleri nelerdir, Türk devleti dediğimizde gerçekten ne murad ediyoruz?

Bu soruların cevabını; bulunduğumuz zamana, coğrafi konumumuza ve dünya görüşümüze göre cevaplandırabiliriz.







Ya da belki de sorunun en güzel cevabı, kendi zamanında genel anlamda Türk’ün tarifini vermiş olan önemli şahsiyetler Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp’da saklıdır da diyebiliriz aslında.







Tarifleri şöyle yapıyor Akçura ve Gökalp
Önce Akçura;

Türkler dediğimiz zaman, etnografiya, filalogiya ve tarih müntesiplerinin bazen Türk-Tatar bazen Türk-Tatar-Moğol diye yad ettikleri bir ırktan gelme, adetleri, dilleri birbirine pek yakın, tarihi hayatları birbirine karışmış olan kavim ve kabilelerin toplamını murad ediyoruz.

Bu kimlik anlatımı aslında Türkiye’de çok kolaydır. Etnik kökene  bakılmaksızın resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk’tür. Cumhuriyetimizin temelleri atılırken ulusal kimliğimize kavuşmuş ve her şey de resmileşmiştir: Türk Milleti, Türk Devleti, Türk Bayrağı, Türk Dili, Türk Ordusu…

Maalesef bunu diğer Türk devletlerinde pek göremiyoruz. Bunlardan örnek vermek gerekirse : Azerbaycan Bayrağı, Kırgız Dili, Kazakistanlı, Doğu Türkistanlı vs. vs.

Her seyi ile Türk olan bütün Türk dünyasının, Ulusal Türk Kimliğine kavuşması dileğiyle.

***

Dönüp geçmişe baktığımızda yeryüzüne gelmiş bütün milletlerin içinde Türklerin M.Ö. 5000’lerden (belki de daha uzun) başlayan köklü bir tarihe sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca yapılan kazı çalışmalarında elde edinilen arkeolojik buluntular ve tarih çalışmalarında, Türklerin bulundukları zamanının en üstün uygarlığa sahip olduklarını da biliyoruz.

Türk sosyolojisinin kurucusu ve Türk milliyetçiliğinin en önemli düşünürlerinden biri olan Ziya Gökalp (1876-1924), 1923 yılında ilk defa yayımlanan Türkçülüğün Esasları adlı eserinde Türk Millet Kimliğini; aynı idealleri, örfleri, adetleri, dili, kültürü, ortak vicdanı, aynı şeylere sevinen aynı şeylere üzülen, birbirine sıkı bağlar ile bağlı değer olarak anlatır. Ve bu değerlere bağlı olan insan topluluğu da Millet diye tanımlamıştır.

***

Bunların ötesinde aslında benim dile getirmek istediğim ve parmak basmak istediğim konu şudur ki, -zaten bu önemli şahsiyetlerin tanımlamalarına da o yüzden baş vurmak durumunda kaldım-  Bizler, Büyük Türk Milleti olarak bu değerleri bir bütün olarak görüyor ve kabul ediyor muyuz? Elbette ki evet.

O halde; İslamiyet öncesi veya sonrasına ve belirli imparatorluklar öncesi veya sonrasına takılarak, tarihimizin belirli dönemlerinde sıkışıp çıkamayanlar; milletimizi ötekileştirmek için ellerinde geleni yapıp, Türk kimlik ve Türkçülük anlayış ve fikirlerimizi, ırkçılık adı altında hastalıklı bir fikirmiş gibi algı yaratıp, bunu yaparken Müslümanlık maskesi takıp kutsal dinimiz İslam’ı kullanmaktan geri durmayanlara karşı her zaman dikkatli olmak gerek.

Bu tür zihniyetin tek amacı Türk kimliğini ve dolayısıyla Türk Millet anlayışını yok etmektir.

Zaten tarihe baktığımızda, her şey olup ta millet olamayanların akıbetlerinin ne olduğunu görmek mümkündür. Kaldı ki günümüzde bunun örneklerine rastlıyoruz.

Türk kimliğini yok etmekte geri durmayan ve her türlü yola başvuranlara geçit vermemek için en başta Milli değerlerimize sımsıkı sarılmamız gerekiyor. Millet-Devlet-Hürriyet anlayışından yoksun ve kendi milli kimliklerini başka fikir, anlayış veya inançlara ipotek eden toplulukların durumu ortada. Onların durumlarına düşmemek dileğiyle…

Sağlığınız daim, vatan sevginiz hakim olsun.

Simytech     Sifa