PIKNIK

Hıristiyan mezarlığında bir Müslüman!

Yayınlama: 30.11.2024
A+
A-

Çok düşündüm ve yıllar önce gerçekten yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmadan geçmek istemedim. Bu anlatımım geçmişte yaşanmış olmasına rağmen günümüzde ki Türk toplumunun yaşadığı değişime de ışık tutacaktır.

Bizler günümüz dünyasında bozulma ve asimile süzgecinden geçerken ileride neler kaybedeceğimizi ve ne gibi açık ve garip ve üzücü olaylarla karşılaşacağımızı şimdiden görmek için kahin olmaya gerek yok. Tabi ki deve kuşu gibi, kuma gömdüğümüz kafamızı dışarı çıkarır da bakarsak.

Yıllar önce bir hanım komşumuz vardı. Bu komşu hanım kendini Kafdağı’nda gören, bizim de kendisinin komşusu olduğunu fark edemeyen, kibirli,  eşi beyaz bir Hollandalı  kendisi ise Endenozya’lı idi

Yıllar birbirinden habersiz selamsız sabahsız komşuluk ilişkilerinden uzak akıp  giderken, bir gün bizim evin kapısı çalınır. O anda kısa bir şaşkınlıkla birbirimize bakışsak ta biraz da kızgın bir ifadeyle, “Buyurun hanım efendi komşu” demek nazikliğini gösterdim ve kendisini içeriye davet ettim.

Endenoz kökenli Hollandalı komşum biraz utangaç, biraz da üzgün bir şekilde içeriye girdi.

Kısa süren hal hatır faslından sonra sonra, “komşum” dedi, “Ben Endonezya’da eşimle evlenirken Hollandalı eşim Müslümanlık dinini seçmişti” deyince bir anda içerde şok etkisi oluştu. herkes birbirine bakakalmıştı. Ve devam etti, “biz bu durumu yani Müslüman olduğumuzu uzun yıllar çevremizden ve kendi öz çocuklarımızdan sakladık.” Eee diyordum içimden, Hakikaten heyecanlı olmaya başlamıştı. Uzun yıllar kapı komşun olmasına rağmen hiç görüşmediğin biri bir anda kapını çalıyordu ve bir anda duyduğun şeylere bak. Ve şöyle devam ediyordu, “şu anda eşim Allah’ın Rahmetine kavuşmak üzere, lütfen bana yardım etseniz de, sizin Almelo Yunus Emre caminizin din görevlisine rica ederek, bir Müslümana yakışacak şekilde ölmek isteyen eşimin son arzularını yerine getirebilir miyiz?”







Ben hemen camideki o zamanki din görevlimiz Hüseyin hocamızı aradım ve hocamız benimle birlikte gelerek, dini görevlerini yerine getirdi. Hollandalı komşum Allah günahlarını affetsin, huzurla yaşama gözlerini yumdu.

Derken günler birbirini kovaladı ve komşu hanım eşinin son vasiyeti için bir kez daha kapımıız çaldı. Son bir kaç gündür hgarip tavırlarıyla dikkat çeken komşu hanım nihayetinde ağzındaki baklayı çıkardı.

Bu ailenin yetişkin üç erkek evladı varmış. Bu evlatlar babalarının vefatından sonra kendi aralarında bir karar alarak, babalarının son vasiyeti olan, bir Müslüman mezarlığına defnedilmesine karşı çıkmışlar. Babalarının cenaze namazı için bir camiye götürülmesine onay vermeyen bu evlatlar, naşı alarak bir kiliseye götürmüşler. Oradan da bir Hıristiyan mezarlığına defnedilmesine karar vermişler. Komşumun günahlarını Allah bağışlasın, şu anda kendisi bir Hıristiyan mezarlığında yatıyor.

Bu olaydan sonra önceleri bize selam vermeyen komşu hanım, her gün bize gelir gider oldu. Çocukların yaş gününde yaptığı lezzetli ikramlar ve samimiyeti sanki kendi geçmişinin ezikliğini gidermek istercesine günah çıkarır gibiydi. Sonuç olarak böyle hüzünlü bir yaşam hikayesi vesilesi ile birbirine bakmadığın insanlarla bir gün iyi bir komşuluk ve dostluklarında doğabileceğini görmüş olduk.







Nerden nereye geldik değil mi?

Burada siz okuyucularıma vermek isteğimin mesaj ise şöyle; Eğer bizler de kendi özümüzü, kültürümüzü ve dinimizi çocuklarımıza aktaramayıp onların kendi kimliklerini kaybetmelerine göz yumarsak, bizleri bekleyen akıbetin de aynı olabileceğidir. Yani Maazallah tedbiri şimdiden almazsak bir gün, seni de, beni de bir “Hristiyan mezarlığına” gömebilirler.

Yüce Rabbimiz bizleri ne Hristiyan, nede kimsesizler mezarlığında gömülenlerden eylesin.

Saygı ve sevgilerimle.

Simytech     Sifa