Niye ben gezizekalı mıyım kardeşim?

Geçtiğimiz günlerdeki ‘Bu gidiş nereye Usta’ isimli son yazımdan dolayı,

Dediler ki bana, “hükümeti eleştirmissin”,

Dedim ki,  “E, evet”,

Dediler ki bana, “İyi de hatalarını resmen yüzlerine vurmuşsun”

Dedim ki, “E, evet, ne var bunda?”

Dediler ki bana, “İyi de kardeşim sen hangi taraftasın”

Fe SubhanAllah,

Ya kardeşim o yazıyı okuduysan, karınca kıssasına kulak verdiysen, benim meramımı da anlamışsındır.

Yok daha beni tanımadıysan,

Neyse ya! Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

Ben bugünün gündeminden devam edeyim müsadenizle.

– Malum, savcımız Mehmet Selim Kiraz’a suikast düzenleyip öldürdüler. Pardon öldürmediler, şehit ettiler. Zira öyle der ayet; “Onlara ölüler demeyin, onlar diridirler. Fakat siz farkında olamazsınız. (Bakara-154)”

– İstanbul Emniyetini bastılar,

– Türkiye’nin elektiriğini kesip karanlığa gömdüler. (Türk Hava Yolları üzerinde oynanan kirli oyunlara hiç girmiyorum bile )

3 günde 3 vaka

Akıllarınca seçim öncesi ortalığı karıştırıyorlar. Sadece seçimler değil, bir taşla bir kaç kuş vurmak amacındalar.

Bakın, okuyun şu satırları, haksızsam sonra konuşun.

Bugün, gelinen şu noktada, dünün en azılı teröristi yola gelmiş mi?

Gelmiş…

Silahları bırakın demiş mi?

Demiş…

40 yıllık kan durmuş mu?

Durmuş…

Türkiye kendi tankını, tüfeğini, gemisini, helikopterini yapmış mı?

Yapmış…

Ve neredeyse kendi uçağını, arabasını yapar olmuş mu?

Olmuş…

Yol, su, köprü, hızlı tren, havaalanları, barajlar Marmaray v.s hepimizin hizmetinde mi?

Evet hizmetinde…

Peki bütün bunlar devletin güç ve kudretini gösterir mi?

Gayet tabi gösterir…

Sen de bütün bu hizmetlerden, güç ve kudretten bir şekilde faydalanıyor musun?

Evet faydalanıyorsun…

Yeri ve zamanı geldiğinde koltukların şişiyor mu?

Hadi oradan, her ne kadar saklasan da evet şişiyor…

Böbürleniyor musun?

Hem de nasıl!

Uzatmadan, “iyi de kardeşim derdin ne senin o halde?”

Berkin Elvan mı?

Onu geç!

Senin derdin Berkin Elvan olsaydı Berkin’in alisine şöyle bir kulak verirdin. Ne demişti Berkin’in ailesi, “Düşün artık yakamızdan” Ama siz onların yakasından düşemezsiniz. Ne onların ne bizim.

Çünkü sizin amacınıuz başka.

Çünkü siz barışan toplumları sevmezsiniz.

Çünkü sizde yarasa DNA’sı var. O yüzden ancak kanla beslenirsiniz. Ve bu gün bir kez daha anlaşıldı ki sizden hiç bir nane olmaz. Şimdisiz bu devletin savcısına tetik çekenlere terörist diyemecek kadar zavallısınız ya. O yüzden olsanız olsanız bu topraklarda gözü olanlara ‘MAŞA’ olabilirsiniz.

Olaya bak!

Tam da PKK silah bırakıyor derken bir başka örgüt palazlanıyor, parlatılıyor. İnsanımıza korku pompalayıp yıldırmaya çalışıyorlar. Başka da ne beklenirdi ki zaten; Kandil karışmış, BDP şımarmış, barış gecikmiş.

Şu kanallardaki, medyadaki kepazeliklere bak. Terör yanlısı propagandalar, sanatçı müsvettelerinin tweetleri, söylemleri. Hani “11 Mart’ta hayatı durdurun” demiştiniz ya.

Alın işte durdurdunuz. Erdiniz mi muradınıza? Ya bunların hepsi aynı yolun yolcusu. Hepsi birbirinin kucağına oturmuş. Yahu kimse hükümeti sevmek zorunda değil. Kimse Erdoğan’ı sevmek zorunda değil. Amacın eleştirmekse çık adam gibi eleştir. İstemiyorssan bu iktidarı vermezsin oyunu olur biter.

Ama olay başka!

Böyle tetiğe basanları sivil direnişçi göstererek kime hizmet ediyorsunuz ki siz? Bu kadar da alçanılmaz ki kardeşim.

Son zamanlarda sıklıkla dillendirilen şu üç cümleye dikkat.

Algı operasyonları

Üst akıl

Gezi zekalılar

Yani: ALGI – AKIL – ZEKA

Yani: Oyun benim aklım üzerinde oynanıyor. Birileri beni kullanarak meydanda istediği gibi at oynatıyor.

İyi de, ben  Gezi zekalı mıyım ? kardeşim.

Nerede benim aklım?

Bu soruyu bir kez daha değil de, derinlemesine sormamız lazım kendimize.

Bunun zamanı geldi de geçiyor bile. Aksi halde bırakın meydanda at oynatmayı, o at üsküdarı çoktaaan geçmiş olacak.

Vesselam,