Artık dayanamıyorum…
Dayanamadım…
Afrin’de mehmetçik geleceğimiz için şahadet şerbetini içerken “acaba” dedim.
Acaba şimdi sırası mıydı, yoksa biraz daha mı beklemeliydim?
Ama olmuyor beklemekle; her seferinde bir başka oyun, bir başka kumpas, bir başka terrane.
Sıra gelmedi aylardır duyduklarımı, gördüklerimi, bildiklerimi ve dahası içimdekileri sizlere aktarmaya.
Biraz daha yazmasam belki de hiç gelmeyecekti o sıra.
Ama patladım.
“Yüksek idealler” pozlarıyla, nice “alçak işler” yapıyor ki bazıları, görmeye, duymaya tahammül edemezsiniz!!!
Ve yazıyorum işte.
Kim ya da kimler yapıyor diye sormayın lütfen!
İsimleri ya da sıfatları kendilerinden çok çok büyük çapsızlardan bahsediyorum, yeterli mi sizce?
Son zamanlarda özellikle yakın çevremdekilere defaatle söylemişimdir.
Hiç bir özelliği olmayan, liyakat gerektiren hasletler dışında her numara ve yeteneğe sahip olan bir güruh var, her alanda yükseltilmiş, belirli mevkilere getirilmiş.
Siyasette, kamuda, yükselmek için kullanışlı popüler stk’larda…
Emek vermeden, kişisel (!) “ilişki”lerle işini götüren ve hiç zahmet vermeden, çalışıp ter akıtmadan hoop zirveye ulaşanlar ya da ulaşmak için el ovuşturmadık kapı bırakmayanlar.
Oralara yalakalıkları oldukça beğenildiğinden dolayı kolayca çıkıverdikleri için, yükseklik, vücutlarında büyük bir “alçak” basınç etkisi yapıyor doğal olarak. Sonra anlam veremediğimiz hareketler sergileyen acaip şeylere dönüşüveriyorlar!
Hadsizlik diz boyu bunlarda. Her boşalan koltuğa, her idari makama adaylar. Kendilerinden başka keramet sahibi ehliyetli adam kalmadığından dem vurup, herkese bir kulp takan, kendileriyle ve geçmişleriyle övünürlerken, seslerinin titreşimlerinden yalanları ortamı kötü kokutan, bakışlarından içlerinin kiri akarak içimizi iğrendiren meymenetsizler!..
Bunları yükselten, kol kanat geren, öne süren, şefaatçi olanlara bu millet hakkını helal etmeyecek. Dahası, millete hizmet makamlarını, ego larını tatmin etmek için kullananlardan, verdiği emanetin hesabını soracak!
Verilen makamları, “Hak ve Hakikati kaim kılmak ve Yeniden Büyük Türkiye” mefkuresini ete kemiğe bürümekten yoksun kararlarla, sadece egoları doğrultusunda dizayn edenler ve millete, partiye, kuruma, derneğe hayrı dokunmayan icraatlar yapanlar, hiç şüpheniz olmasın, bunun hesabını vereceksiniz!..
O gün, size, ne yalakalarınız ne de haksız kazançlarınız fayda vermeyecek! O gün, güç aldığınız makamlarınız da olmayacak!
Dün hakiki dava adamlarının ağır bedeller ödeyerek kazandıkları iktidarın ve makamların, bugün nimetlerinden faydalanırken, size Hakk’ı hatırlattıkları için rahatsızlık duyduğunuz, rantınıza engel gördüğünüz ama millet nezdinde sevilen ve sayılan, karşılığı olan, gelecek için umut vadeden isimlere karşı çektiğiniz kirli operasyonlarla saf dışı ettiğinizi zannettiklerinizin ‘ah’larının gökyüzünden tepenize ‘siccil’ gibi ineceği o günler pek yakın!
Milletin emaneti olan makamlarda, millete ve milletin adamlarına artistlik yaparak ettiğiniz zulümlerin, yerlerinizi sağlamlaştırmak ve geleceğinizi garantilemek için yaptığınız binbir entrika ve bizans oyunlarının utancına düşeceğiniz zillet günleri pek yakın!
O makamlarda adaletsizlikle, haksızlıkla, kötülükle hükemettiğiniz her gün, aldığınız her karar ve yaptığınız her icraat burnunuzdan fitil fitil gelecek, hiiç şüpheniz olmasın!..
Ancak şu bilne ki; Samimileri tenzih ediyorum!
Kasdım kesinlikle genele değildir! Menfaatten arınarak hakikat penceresinden ferasetle bakan, zaten kasdımın ne olduğunu önceki yazılarımı okuduklarında alenen görür, görecektir.
Vesselam…