Bir türlü anlatamadım!

Yayınlama: 23.06.2019
A+
A-

Hep bir yerlere çektiler, küçük bir kesim hariç kimse doğrudürüst bir özeleştiri yapmıyor. Hep suçu bir başkasından arıyorlar.

 







Diyorlar ki hainler var!







Var mı?

Evet var.

Diyorlar ki çakallar var!

Var mı?

Evet var.

Diyorlar ki kıymet-kadir bilmeyenler var!

Var mı?

Evet var.

 

Yahu varoğlu var da, biz de hiç mi bir hata yok?

 

Halbu ki 4 senedir şahsen ben, gördüklerime ve duyduklarıma istinaden yazıyor, çiziyor, ve anlatıyorum.

Daha önceki “içimizi igrendiren meymenetsizler” adlı yazımda çok şey anlattım.

“Demek ki neymiş” adlı yazımda altını çize çize yine ikaz ettim.

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda bir arkadaşın evinde yine sordular, “Ne olacak İstanbul seçimleri?” diye.

 

“Bu kafayla zor dedim.”

Seçime bir kaç gün kalasıya bir tv programında Cumhurbaşkanımıza üç gazeteci soru soruyorlar. Bunlardan biri de Ahmet Hakan. Diyor ki Ahmet Hakan, “Sayın Cumhurbaşkanım, küskünlerle alakalı ne düşüyüyorsunuz?”

Erdoğan, cevap olarak trenden inenlerden bahsederken, Ahmet Hakan araya girerek düzeltmeye çalışıyor, “Ben onlardan değil, partiye küsen seçmenlerden bahsediyorum.” Diyor ve üç madde sayıyor. KİBİR, ŞAFŞATA VE İSRAF.

 

“Bu konuda müzdarip olan ve partiye yüz çeviren vatandaşlar var. Böyle bir bilgi siz de var mı? Varsa ne gibi tedbirler alınıyor?” diyor.

 

Erdoğan’ın cevabı ise, “Bize gelen bu denli ciddi bir durum yok. Varsa da gerekli mercilere şikayet edilmeli” şeklinde oluyor.

 

Haaa, bakın ben bu programı ve Ahmet Hakan’ın bu sorusunu bazı yerlerde ve dün de bir misafirlikte söyledim.

 

“Durum ciddi” dedim.

 

“Ahmet Hakan bile bu soruyu bizzat devletin tepesine bu gün açık-açık sordu” dedim. Bu gün aile efradıma anlattım. Seçimler açıklanırken telefonla istişare halinde olduğumuz Genel Yayın Yönetmenimiz Hamit Sürmeneli Bey’e anlattım.

 

Ve ne oldu biliyormusunuz?

 

Biz Hamit Bey’le konuştuktan sadece bir kaç dakika sonra, seçim konuşmasını yapan İstanbul’un yeni Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, cımbızla çekip almışçasına, konuşma arasında, “Şatafat, kibir ve israf bitecek” dedi.

 

Yahu bir türlü anlatamadım,

 

İnsanlar neden görmek istemiyor olanları, gözümüz neden sadece bir kaç yere kilitli. İçimizi kurtlar kemiriyor. Gemi batıyor, su alıyor, boğulacağız yoksa.

 

Bir faydası olacaksa eğer, son bir kez daha hatırlatayım!

 

İsimleri ya da sıfatları kendilerinden çok çok büyük bazı çapsızlar “yüksek idealler” pozlarıyla, nice “alçak işler” yapıyor ki bu memlekette, görmeye, duymaya tahammül edemezsiniz!!!

Hiç bir özelliği olmayan, liyakat gerektiren hasletler dışında her numara ve yeteneğe sahip olan bir acayip guruh bu.

 

Lütfen artık bunları da görün!

 

Her alanda yükseltilmiş, belirli mevkilere getirilmiş. Siyasette, kamuda, yükselmek için kullanışlı popüler stk’larda… Emek vermeden, kişisel (!) “ilişki”lerle işini götüren ve hiç zahmet vermeden, çalışıp ter akıtmadan hoop zirveye ulaşanlar ya da ulaşmak için el ovuşturmadık kapı bırakmayanlar var.

 

Lütfen artık bunları da görün!

Oralara yalakalıkları oldukça beğenildiğinden dolayı kolayca çıkıverdikleri için, yükseklik, vücutlarında büyük bir “alçak” basınç etkisi yapıyor bunlarda. Sonra da anlam veremediğimiz hareketler sergileyen acaip şeylere dönüşüveriyorlar!

Lütfen artık bunları da görün!

Hadsizlik diz boyu bunlarda. Her boşalan koltuğa, her idari makama adaylar. Kendilerinden başka keramet sahibi ehliyetli adam kalmadığından dem vurup, herkese bir kulp takan, kendileriyle ve geçmişleriyle övünürlerken, seslerinin titreşimlerinden yalanları ortamı kötü kokutan, bakışlarından içlerinin kiri akarak içimizi iğrendiren meymenetsizlerin ta kendileri bunlar.

Lütfen artık bunları da görün!

Ve Allah rızası için uyanın artık.

Bunları yükselten, kol kanat geren, öne süren, şefaatçi olanlara bu millet hakkını helal etmeyecek. Dahası, millete hizmet makamlarını, ego larını tatmin etmek için kullananlardan, verdiği emanetin hesabını bu gün İstanbul seçimleriyle soran bu millet, eğer gereği yapılmazsa yarın bir gün Allah muhafaza daha da ağır soracak.

Eyy, verilen makamları, “Hak ve Hakikati kaim kılmak ve Yeniden Büyük Türkiye” mefkuresini ete kemiğe bürümekten yoksun kararlarla, sadece egoları, doğrultusunda dizayn edenler…

Eyy, millete, partiye, kuruma, derneğe hayrı dokunmayan icraatlar yaparak, şafşata, kibir ve israf içerisinde yüzenler. Hiç şüpheniz olmasın, bunun hesabını vereceksiniz!..

Ya bu dünya da, ya da ahirette.

Vesselam,

Simytech     Sifa