Yurtdışında yaşayan Türkler olarak bulunduğumuz şartlardan beğenmediklerimiz, hoşumuza gitmeyenler ve hatta damak tadımıza uymayan şeyler bile şikayet konusudur. Bir köşede bir muhabbet halkası oluşturduğumuzda bunlar teker teker dökülür masaya.
BİR BÜLBÜL-İ ŞEYDA
Ve neredeyse bütün bu muhabbetlerin tamamında bir memleket özlemi çıkar ortaya.
Konu domatesin tadı da olsa, rüzgarın esintisi de sonuç hemen hemen aynı cümlelerle bağlanır, yoktur bizim memleket gibisi
zira…
Burada tükettiklerimiz hep yapay memlekettekiler ise hep doğaldır sanki. Hayatımız aslında burada yapaydır ve doğalı memlekettedir ve hep özlenir.
50 ya da 60 yıl geçmiş olsa da göçümüzün üstünden başka bir su geçmez bizim köprülerimizin altından memleket suyundan başka!
Kaçıncı nesilden olduğumuz önemli değildir hiç, aslımız memleketten olduktan sonra.
Biz bir bülbül-i şeyda (Kendini kaybetmiş bülbül) yurdundan geliyoruz, kargalar gibi yürümek ve ötmek zorunda kalıyor olmak hepimize zor geliyor olsa da; o yüzdendir gitmeye çabalamalarımız, 55 yaş hayallerimiz, çoluk-çocuk başının çaresine baksın da biz gidebilelim cümleli kahırlarımız.
Evet hepimizin bir yerine dokunuyor ve acıtıyor gurbet. Hepimizin bu konuda gün yüzü görmemiş ve duyulmamış feryatlarımız var, çığlıklarımız var. Bugünlerde daha da zor bastırılan sesler geliyor içimizden. Yol bulabilenlere yolları açık olsun diyoruz ve gıpta ediyoruz adeta.
İşin duygusal boyutunu bir kenara bırakıp realiteye bakacak olursak, ekonomik tıkanıklıkların biri açılıp diğeri kapanıyor ve artık kriz tabiri de anlamını yitiriyor zira her gün bir yenisi başlıyor.
Hatta biri bitmeden diğeri, diğeri bitmeden öteki…
Bu sene de Korona (Kovid-19) denen illet yakamıza yapıştı. Yapışma da ne kelime, iliğimizi kuruttu ve perişan etti desek yeridir. Krizi bir kenara bırakıp hadi elde avuçta toparlayıp yola revan olalım desek o da zor. Zor çünkü duyumlar hiç te iç açıcı değil.
Şöyle ki; izin için bazı şartlar gerekiyor olabilir.
Bu şartlar; “gidilecek güzergâh üzerindeki ülkelerdeki ölüm oranlarının sıfırlanması ya da sıfıra yakın olması, o zamana kadar aşı veya ilacın bulunması, geçtiğimiz günlerde gündeme getirilen ‘koronapasaport’ gibi belgelerle seyahat imkanının kolaylaştırılması, insanlarla temas imkanı neredeyse sıfır olan arabayla izin tercihinin ön plana alınması.” Gibi…
Gümrüklerde yapılması olası korona testleri de ayrı bir soru. Nitekim Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy geçtiğimiz günlerde, ‘Türkiye’ye gidecek herkesin korona testinden geçirileceğini, testlerin pasaport geçişinden önce uygulanacağını ve 2 ile 3 dakika arası süreceğini’ duyurdu bile.
UÇUŞLARA GELİNCE
Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarını kapsayan planlamaya göre, Haziran ayında tüm iç hat uçuşlarını başlatmayı düşünen THY, dış hat uçuşlarını ise kademeli olarak gerçekleştirmeye başlayacak. Yasağın ardından ilk etapta uçuşların yüzde 60’nın icra edileceği planlanıyor.
HANGİ ÜLKELERE UÇUŞ PLANLANIYOR?
Şimdilik sadece üç aylık düzenlenen uçuş planlamasına göre, Haziran ayında yurt dışına 19 ülkeye 23 noktada haftalık 75 frekans uçuş gerçekleştirilecek. Bu noktalar Kanada Toronto, Kazakistan Almatı, Afganistan Kabil, Japonya Tokyo, Çin Şanghay, Güney Kore Seul, Singapur, Danimarka Kopenhag, İsveç Stockholm, Norveç Oslo, Almanya’da Frankfurt, Berlin, Düsseldorf ve Münih, Avusturya Viyana, Hollanda Amsterdam, Belçika Brüksel, Beyaz Rusya Minsk, Gürcistan Tiflis, Lübnan Beyrut, Kuveyt ve İsrail Tel Aviv seferlerini icra etmeyi planlıyor.
UÇUŞLAR KADEMELİ OLARAK BAŞLAYACAK
Haziran ayında yurt dışı uçuşlarına başlamayı planlayan Türk Hava Yolları Temmuz ve Ağustos ayında ise uçuşlarını arttıracak. Yapılan planlamaya göre THY Temmuz ayında 74 ülke ve 103 noktaya haftalık 572 frekans, Ağustos ayında ise 98 ülke 160 noktaya 937 frekans uçuş yapmayı planladı. Böylelikle uçuşlar üç aylık dönemde kademeli olarak arttırılacak.
DİKKAT!.. DİKKAT!.. PEKİ KARAYOLU NE OLACAK?
Sevgili okurlarım bu sorunun cevabı ise gerçekten çok zor. Aldığım bazı bilgileri size şöyle aktarayım. Ülke girişlerinde Hırvatistan 200 €, Sırbistan 60€ korona testi için ücret istiyorlarmış, Almanya ve Bulgaristan’ın yanı sıra diğer geçiş güzergah ülkeri ise daha belli değil. Vignet, otoyol ücretlerini de hesaplayın artık. Örneğin; kendi yaşadığınız ülkeden alacağınız korona test raporu 72 saat geçerli olacak. Fakat yolda enfekte ihtimali de var elbette. Bu nedenle sizden tekrar yeni bir test isteyebilirler. Eğer ola ki testiniz pozitif çıkarsa en az 14 gün o ülkede karantinada kalırsınız. Korona virüsünü fırsata çevirmek isteyen bazı ülke gümrük görevlilerini düşünürsek, bu sene izne karayolu ile gidecek vatandaşlarımızın vay haline. Kısacası bu sene izine kesinlikle karayolu ile gitmenizi tavsiye etmiyorum.
Umarım tez zamanda bu illet virüsten Rabbim bizi kurtarsın ki, vatanımıza ve sevdiklerimize sağlıcakla kavuşuruz.
Saygı, sevgi, hürmet ve muhabbetlerimle…
SÖZÜN ÖZÜ
Attığımız ve atacağımız her adıma, yediğimiz her lokmaya dikkat ederek yaşama bilinciyle …
Orda bir köy var uzakta; gelmesekte, gitmesekte o köy bizim köyümüzdür…
Bu duygu ve düşüncelerle sizlere bir sonraki yazımıza kadar sağlık ve mutluluklar diliyorum.