Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.
Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayayarak buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış, debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş.
Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış.
Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınbabası, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş.
Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra GERÇEĞİ ÖĞRENEN genç adam, bu acıya dayanamayıp intihar etmiş.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan ise, “Her zaman olduğu gibi yine, “ŞEYTANA UYDUK” diyerek bu felaketi de benim üzerime yükleyecekler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ne yaptım ki ben?” demiş…
(Not: Paylaşımından dolayı Ahmet Kışlıkaya’ya hocaya teşekkürler)
KISSADAN HİSSE:
Malumunuz üzere Amerika’nın başkanı geçtiğimiz günlerde Ortadoğu’da Arap ülkelerini ziyaret etmiş, ardından da KATAR krizi patlak vermişti.
Şeytan başkan şimdi gerek Twitter paylaşım hesabından, gerekse kamerlar karşısına geçip, “Ben bir şey yapmadım, sadece ziyaret ettim ” diyor.
Öyle ya; Adam haksız da sayılmaz!
Ortadoğu’da böylesine aklı kıt, uydum akıllı devletler olduğu müddetçe
sarı şeytana daha çoook iş düşecek.
Aklımızı başımıza toplayıp, sonrasında yaşanacakları iyi idrak etmezsek
sarı şeytanın günlüğü hiiiç boş kalmayacak.
Şimdi bazı okuyucularımız diyecekler ki, “Şeytan zaten ayrıntı da gizli değil miydi?”
İllaki… Doğrudur ve şeytan şeytanlığını da zaten yapacaktır.
Önemli olan bizim ne yapacağımızdır!
Karşılaştığımız olaylar karşısında hatayı kendimizde aramak yerine işin kolayına kaçıp, “Ya kaderi böyleymiş ne yapalım” mı diyeceğiz?…
Yoksa , “Şeytana uymuş.” diyerek geçiştirecek miyiz?
Kıssa’dan alınması gereken hisse de bu değil mi zaten?
Peki şeytanın insanoğlu üzerinde herhangi bir yaptırım gücü var mıdır?
HAYIR KESİNLİKLE!
O halde demek oluyor ki: Şeytan sadece nefsimize vesvese verir ve deyim yerindeyse bizi ha bire dürtükler. Bu durumda bizlere düşen ise; doğruyu-yanlıştan, kötüyü-güzelden ayırarak O’nun oyunlarına gelmeden, tuzaklarına düşmemektir.
Ve kaldı ki asıl mevzu da zaten burada başlar.
Olur da nefsimize uyarsak, aklımızı kullanmazsak şeytan da peşimizden ayrılmaz. O sadece ipin ucunu gevşetir bizler gerisini yaparız Allah (cc) muhafaza.
Ne mutlu nefsine uymadan aklını devreye sokabilenlere.
Vesselam,