Yalansa yalan deyin!

Yayınlama: 17.04.2023
A+
A-

Türkiye Sudan’da 12 bin 500 dönümlük (780 bin 500 hektarlık) arazi kiraladı. 13 Mayıs 2014’de de anlaşması imzalandı. 99 yıllık kira bedelleri peşin ödendi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) işletiyor bu arazileri. Sermayesinin yüzde 80’i Tarım Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, yüzde 20’si Sudan’a ait. Bazı Türk tarım şirketleri de ekim yapıyor burada. Yapılan anlaşma gereği, idareci ve ziraat mühendisleri dışındaki çalışanlar ora insanlarından oluşuyor. 100 – 150  Dolar maaş ile çalışmak için adeta yarışıyorlar, sigortalı düzenli bir gelirleri oluyor. Pamuk, soya, susam, patates, mısır ve bahçe ürünleri dışında diğer tarım ürünleri üretiliyor ve çevre ülkelere ve dünyaya satılıyor. Bize ait olan oradaki arazide küçük bir hava alanımız ve askeri üssümüz var.

***







2020’de bir başka Afrika ülkesi Nijer’de de tarımsal üretim yapmak üzere harekete geçmiştik. Nijer’de 1 milyon hektar alanda tarımsal üretim yapılması ve özellikle yem bitkileri üretilerek Türkiye’ye getirilmesi planlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Nijer Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou ile 2018’de yaptığı görüşme doğrultusunda, bu ülkede 1 milyon hektar alanda tarımsal üretim yapılması için anlaşmaya varılmıştı.







***

Kızıldeniz’in ortasında, Mekke’nin tam karşısında, stratejik önemi olan ve ‘Afrika’nın Kapısı’ olarak adlandırılan Sevakin Adası’nı da aldı Türkiye. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017’deki Sudan ziyaretinde dönemin Sudan Devlet Başkanı el-Beşir’den ülkenin kuzeyinde bulunan Sevakin Adası’nı Türkiye’ye tahsis etmesini istemiş el-Beşir bu talebi kabul etmişti. İlk açıklamalar, 20 kilometrekarelik adanın yeniden imar edilerek bir turizm çekim alanı haline getirileceği yönünde olsa da ABD, Çin, Fransa, Japonya, İtalya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin Kızıldeniz’de askeri üslerinin bulunması, Türkiye’nin de burada bir askeri üs kurma hazırlığında olduğu yorumları yapılmasına neden oldu. Öyle de oldu. Deniz üssü kuruyoruz  oraya. Bütün ada yeniden elden geçiriliyor.

Sadece Sudan, Nijer ve bahsi geçen bu ada ile sınırlı kalmadık ama. Oralardan Afrika’nın başka ülkeleri ile bağ kurmak kolaylaşıyor ve bütün Afrika’ya yayılıyoruz… Uzun yıllar devam eden ihmalin ardından 21. yüzyılın başından itibaren gelişmeye başlayan Afrika ilişkileri artık günümüzde Ankara’nın dış politika öncelikleri arasında.

Etyopya, Somali, Cibuti, Kenya, Tanzanya, Mozambik, hatta kuzeyde 2014 yılında Sudan’da 99 yıllığına 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiraladı ve hepsinin kira bedelleri peşin ödendi.

Libya’da kara, hava ve deniz üssü kurduk…

Lübnan, Mali, Kosova ve Somali… Buralarda da üslerimiz var.  Türk askeri Somali’de iki kapsamda vazife alıyor. İlki, başkent Mogadişu’daki Somali Türk Görev Kuvveti Komutanlığı; İkinci sorumluluk alanı ise Aden Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgeler.

Yani Türkiye’nin halen Asya, Afrika ve Avrupa olmak üzere üç kıtada 10’dan fazla ülkede askeri varlığı bulunuyor.

Libya ile kıta sahanlığı anlaşması imzalayıp denizden sınırı birleştirdik. Akdeniz’i Mavi Vatan ilan ettik. İznimiz olmadan deniz altından boru hattı geçiremiyorlar.

Etyopya Hava Limanları’nı, Somali ve Kenya’nın Havalimanları ile Deniz Limanları’nı Türk Şirketleri işletiyor. 30 ila 50 yıllık kira süreleri var.

İnşaat, tekstil, sanayi, turizm ve hizmet alanı başta olmak üzere Etiyopya’nın hemen her bölgesinde yatırımları bulunan Türk iş adamları, Türkiye’yi Etiyopya’da en fazla yatırımı olan ikinci yabancı ülke konumuna getirdi.

Somali Başbakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre ise, yaklaşık 6 yıldır limanı işleten Türk şirket, Liman ve Deniz Nakliyatı Bakanlığıyla limanın 14 yıl boyunca işletilmesi ve geliştirilmesini içeren yeni bir anlaşma imzalandı.

***

Afrika’nın hemen hemen bütün ülkelerinde Büyükelçilik açtık. 2012 de MİT’e uluslararası operasyon yetkisi boşuna verilmedi. Donanmamız, Doğu Afrika açıklarında boşuna dolanmıyor.

Yani sizin anlayacağınız bunlar Doğu Afrika ülkelerinde yapılan çalışmaların sadece bir kısmı ve biraz da ekonomik anlamda sadece benim not ettiklerim. Ayrıca bir de tarihin not ettikleri var ki. Oları unutmak ne mümkün.

Şöyleki;

Katar’a çökeceklerdi; Biz, başlarına çöktük,

Libya’ya çökeceklerdi; Biz, başlarına çöktük

Azerbaycan’a çökeceklerdi; Biz, başlarına çöktük,

Akdeniz’i paylaşacaklardı; Biz, başlarına çöktük,

Güneydoğu’da terör devleti kuracaklardı; Biz, başlarına çöktük,

15 Temmuz’da ülkemize çökeceklerdi; Biz, başlarına çöktük,

***

Şimdi, Allah aşkına söyleyin bana ve yalansa yalan deyin!

2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’na ve Reis’e oy vermeyecek olanlara; özellikle de gençliğe sesleniyorum.  O, Reis ülkeyi birilerine peşkeş çekmek isteyenlerin aksine sizin geleceğinizi inşa etmiyor da ne yapıyor?

Vesselam,

Simytech     Sifa