Hollanda’nın kalbinde bir köy var ki, adı Türkiye ve 412 yıldır Türk bayrağının gölgesinde yaşıyor. Bu köy, hem tarihi hem de kültürel anlamda Türk-Hollanda ilişkilerinin ilginç bir yansıması.
Nasıl mı?
Gelin bu durumu bu yazımda birlikte enine boyuna bir kez daha hatırlarken; Yukardaki sorunun cevabını da vermiş olalım.
Hollanda’nın tarihindeki birçok önemli olay, ülkenin özgürlüğünü ve bağımsızlığını şekillendiren dönüm noktalarını içerir. Ancak bu olaylardan biri, hem tarihsel hem de kültürel açıdan ilginç bir köprü oluşturur.
Türklerin Hollanda’yı kurtarma hikayesi
Bu hikaye, Hollanda’nın Osmanlı İmparatorluğu ile kurduğu özel ilişkinin ve köklü tarihsel bağların izlerini taşır.
İşte, bu önemli olayların detaylarına dair köşe yazım:
Osmanlı-Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
Tam 412 yıl önce, 1612 yılında, Hollanda ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki resmi ilişkiler başlamıştı. Bu dönemde, Hollanda’nın Avrupa’daki bağımsızlığını kazanma mücadelesi sürerken, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu genç devlete olan ilgisi büyük bir anlam taşıyordu. Osmanlı’nın Hollanda’nın varlığını tanıması, bu iki devleti arasında tarihi bir bağ kurdu. Bu bağ, sadece diplomatik ilişkilerle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda iki millet arasındaki dostluğu ve yardımlaşmayı da içeriyordu.
Hollanda’nın İspanyol Tehlikesi ve Türklerin Rolü
1590-1604 yılları arasında, Hollanda’nın İspanyollarla yaşadığı savaşlar, ülkenin bağımsızlık mücadelesinin en kritik dönemlerini işaret ediyordu. Bu dönemde, Hollanda Prensi Maurits ve askerleri, Sint Anna Ter Muiden’de İspanyol donanmasıyla büyük bir savaşa girişti. Sint Anna Ter Muiden, Hollanda için stratejik açıdan son derece önemli bir bölgeydi ve bu bölgede yapılan savunmalar, ülkenin geleceği için belirleyici oldu.
İspanyollar, büyük ve güçlü donanmalarıyla Hollanda kıyılarına adım adım yaklaşırken, Hollandalıların en büyük müttefiklerinden biri, gemilerde esir olarak bulunan Türkler oldu. 1604 yılında, Hollandalıların desteğiyle, yaklaşık 1400 Türk esiri kurtarıldı. Bu yardımların karşılığında, Türkler Hollandalılara minnettarlıklarını ifade etmek amacıyla çeşitli hediyeler sundu. Bu hediyeler arasında, Türk kıyafetleri ve üç hilalli flamalar yer aldı.
Osmanlı Donanması ve İspanyol Korkusu
Hollandalıların Türk esirlerine sunduğu yardımlar, sadece bir iyilik olarak kalmadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun donanması, 16. yüzyılda Akdeniz’de büyük bir güçtü ve bu gücün izleri Hollanda kıyılarına kadar ulaştı. Osmanlı donanmasının gemilerinde görülen üç hilalli Osmanlı flamaları, İspanyol donanmasını büyük ölçüde korkuttu. İspanyollar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Hollanda’ya askeri destek gönderdiğini düşündüler ve bu durum, onları geri çekilmeye zorladı.
Bu stratejik hamle, Hollanda’nın büyük bir istiladan kurtulmasına yardımcı oldu ve ülkenin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir zafer elde edilmesini sağladı. Prens Maurits, bu olayın ardından Osmanlı İmparatorluğu’na olan minnettarlığını derinden hissetti ve bu minnettarlık, Hollanda ve Osmanlı arasında güçlü bir dostluğun temellerini attı.
Türkiye İsimli Köy ve Barış Manço’nun Ziyareti
Bugün Hollanda’nın göbeğinde, “Türkiye” isimli bir köy bulunuyor. Bu köy, 412 yıldır Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini taşıyor ve Türk-Hollanda dostluğunun simgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
İlginç bir şekilde, o zamana kadar bu köyün ilk Türk ziyaretçisi ünlü sanatçı Barış Manço oldu. Manço’nun köyü ziyaret etmesi, Türk-Hollanda ilişkilerinin kültürel boyutunu da bir kez daha ortaya koydu.
Bu özel köy, sadece tarihsel bir bağ değil, aynı zamanda iki millet arasındaki barış ve dostluğun somut bir örneği olarak varlığını sürdürüyor. 412 yıl önce Hollanda’nın kurtuluşunda önemli bir rol oynayan Türklerin bu hikayesi, iki ülke arasındaki dostluğun köklü ve anlamlı bir yansıması olarak tarihteki yerini alıyor.
İşin özü diyeceğim o kİ;
Vesselam,